“Hüdâyi Bülteni” 6. Sayısı Çıktı

Aziz Mahmud Hüdâyi Vakfı yardım faaliyetlerinin anlatıldığı Hüdâyi Bülteni yayınlandı. Üç ayda bir yayınlanan Hüdâyi Bülteni’nin Ramazan özel sayısında  “Ramazan Berekettir” ana manşeti ile 3 aylar ve özellikle Ramazan ayında gerçekleştirilen yardım ve paylaşım hassasiyetinin öneminden bahsediliyor.

Bülten, Hüdayi Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Ahmed Hamdi Topbaş Bey’in bültenin içeriğinden ve gerçekleştirilen yardım ve paylaşım faaliyetlerinin öneminden bahsettiği makale ile başlıyor. Aşağıda makaleyi ve devamında tüm bülteni okuyabilirsiniz.

RAMAZAN BEREKETTİR

Recep ve Şaban aylarını bizlere mübarek kılan ve Rahmet ve Bereket mevsimi Ramazan ayına bir kez daha bizleri ulaştıran Rabbimiz’e hamd-ü senâlar olsun. Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa’ya salâtü selâm olsun.

Vakfımızın düzenli olarak çıkarmış olduğu Hüdâyi Bülteni’nin bu sayısındaki konusunu “Ramazan Berekettir” olarak belirledik. En başta tutacağımız oruçlar, kılacağımız teravihler, okuyacağımız mukabeleler, alkacağımız sahurlar, kuracağımız iftar sofraları ve zekat, fitre gibi yapacağımız her türlü hayru hasenatımızla bu bereketin tüm cihana yayılmasını yüce Rabbimizden niyaz ediyoruz.

Bizler Hüdâyi Vakfı olarak  başta gönül coğrafyamız olmak üzere dünyanın dört bir yanında mazlumların, yetimlerin ve öğrencilerin maddi ve manevi ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik başta eğitim olmak üzere basın-yayın, din hizmetleri ve insanî yardım ve sosyal hizmetler alanlarındaki faaliyetlerimize siz hayırsever kardeşlerimizin de destekleriyle devam ediyoruz.

“Üç Aylar İnfak Mevsiminde Yardımlarınız Bereketlensin” sloganıyla girdiğimiz mübarek üç aylarda insani yardım alanındaki çalışmalarımızı özellikle Suriye ve Somali’deki savaş ve kuraklık mağduru kardeşlerimiz için yoğunlaştırdık.

Gönüllerin şefkat, merhamet, infak gibi meziyetlerle dolduğu bu aylarda Yüce Rabbimizden, İslam dünyasındaki mağdur ve mazlum kardeşlerimizi sahil-i selamete çıkarmasını niyaz ediyor, siz değerli kardeşlerimizi de Ramazan’ın bereketini bu kardeşlerimizle paylaşmaya davet ediyoruz.

Ahmed H. TOPBAŞ

Yönetim Kurulu Başkanı

Hüdâyi Bülteni’nin tamamını okumak için tıklayınız.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.