Her İki Kişiden Biri Miyop Olacak

Dünya genelindeki bilimsel araştırmalar, akıllı telefon ve tablet gibi teknolojik cihazların kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte, 2040 yılında her iki kişiden birinin miyop olacağı öngörülüyor.

Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Volkan Hürmeriç, yüksek teknoloji ürünü akıllı telefon ve tablet bilgisayarların yoğun kullanılması nedeniyle, gelecek nesillerin uzağı görememe olarak tanımlanan miyopi tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu söyledi.

Bu cihazların sık kullanımının özellikle göz sağlığını olumsuz etkilediğini ifade eden Hürmeriç, bunun bilhassa gelişme çağındaki çocuklar için tehdit oluşturduğunu aktardı. Hürmeriç, çocukların bu cihazları kullanarak geçirdiği zamanın ebeveynler tarafından kontrol altında tutulması gerektiğini dile getirerek, görme kusurlarının ilerleyen dönemlerde lazer veya gözlük yardımı ile kontrol altına alınabileceği varsayımının doğru bir yaklaşım olmadığını belirtti.

Miyopi üzerine gerçekleştirilen 145 farklı bilimsel çalışmanın sonuçlarını değerlendiren Hürmeriç, "Dünya genelinde alana ilişkin yapılan 145 bilimsel araştırmaların meta analizi gösteriyor ki, 2040 yılında her 2 kişiden biri miyop olacak. Bu çok yüksek bir oran olmanın yanı sıra, devlet ve kamu tarafından yapılacak olan sağlık harcamalarında da büyük bir artışa yol açacak. Araştırmalara göre, ilerleyen dönemlerde özellikle 20-40 yaş arasındaki kişilerde görme kusurları daha sık karşılaşılan bir problem haline gelecek." diye konuştu.

DİJİTAL EKRANLARLA TANIŞMA YAŞI ÜÇE KADAR DÜŞTÜ

Doç. Dr. Hürmeriç, çocukların dijital ekranlarla tanışma yaşının 3'e kadar indiğine dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu yaştan itibaren gelişim süreci boyunca kullanılan bu cihazlar, çocuklarda bağımlılık yaratabiliyor. Miyopi başlangıcındaki en önemli etken, ekranlara yakından bakılması ve kısa mesafelerden ekran veya kağıtların okunmasıdır. Çocukların bu cihazlara bakarak geçirdikleri süreleri kesinlikle kısıtlanması ve kontrol altına alınması gerekiyor.

Dışarıda oynamaya teşvik edilen çocuklarda miyopi oluşma riski, sürekli ekrana bakanlara oranla çok daha düşük. Mevcut tedavi yöntemleri, bu konuda koruma için yeterli değil. 20 yıl sonra, bugün bahsedilen senaryonun gerçek olması istenmiyorsa, aile içinde ve toplumda ciddi sorunlara yol açabilen, uyku bozukluklarına sebep olan ve en önemlisi de çocuklarda obezite gibi ciddi sorunların oluşmasına sebep olan ekran bağımlılığına karşı gerekli önlemlerin alınması lazım."

Hürmeriç, miyopinin artışının tek bir etkene bağlanamayacağının altını çizerek, kent yaşamı ve genetik faktörlerin de hastalık gelişiminde etkili olduğunu sözlerine ekledi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.