Hayatın Her Alanında Kulluk Şuûru

Altınoluk Dergisi, 365. sayısında "Hayatın Her Alanında Kulluk Şuûru"nu kapak konusu olarak işliyor. 

Altınoluk'ta bu ay neler yer alıyor. İşte basın bülteni:

"Artık Altınoluk’un “Hediye kitab”ı ile buluşma zamanı geldi. Bu sene, her sene olduğu gibi yine gerçekten çok güzel bir kitap hazırlandı sizler için.

Şöyle tanıtalım: İslam bir mimari oluşturuyorsa, şunlar da o mimarinin ana unsurlarını teşkil ediyor. İman, İbadet, Ahlak, Muamelat, Ukubat...

Hiç şüphesiz her bir unsurun nev’i şahsına münhasır ehemmiyeti var. Her biri Dinin mütemmim cüz’ü olarak mütalaa edilebilir. Din, onlarla bütünlük arzediyor. Birisini azalttığınızda Din’in bütünlüğü de yara alıyor.

Bazan “Din iman, ibadet ve ahlaktan ibaret” gibi, özellikle “Muamelat ve Ukubat”ı dışlayarak, dini sosyal hayattan tecrit etme teşebbüsleri olur. Bunu kimi zaman “laik” kurulu düzenler yapar, kimi zaman da dünyevileşme tuzağına sürüklenmiş insanın kendisi yapar.

Şöyle bir soru anlamlıdır:

-Din, sadece iman, ibadet ve ahlaktan ibaret olsa sosyal hayattan tecrit edilebilir mi?

Yani insan Yaradanı ile ilişkisinin gerçekten farkında olsa, insan O’na kulluğunu idrak etse, insan Rabbani bir ahlaka göre yaşamaya çalışsa, toplum dışı kalabilir mi?

Bu sorunun kesin cevabı “Hayır”dır.

Amentü’sü sıhhatli olan insan, İbadet’i Yaradan’a kulluk şuuru içinde gerçekleştiren insan ve nihayetinde iman ve ibadet eksenli bir Ahlaki hayat oluşturan insan, her toplumun en ideal insanı değil midir?

Bunun için İman’ın da içinin sağlıklı doldurulması, İbadet’in de, Ahlâk’ın da içinin sağlıklı doldurulması gerekiyor.

İçi boşaldığında nasıl ki insan da insan olmaktan çıkıyorsa, Din adına insanın davranışlarını tanzim eden disiplinlerin içi boşaldığında da onlar kişiliği inşa etme misyonundan kopuyor, sadece görüntüde var olan, ama gerçekte fonksiyonel nitelikten kopmuş, Rasulullah (s.a.v.) Efendimizin ifadesiyle “bedeni yorgunluklar”a dönüşüyor.

İşte bu sene okuyucularımıza hediye olarak sunacağımız ve, Prof. Dr. Saffe Köse Hocamız tarafından  hazırlanan  “İbadetten Ubudiyyete – KULLUK ŞUURU” isimli kitap, her birimizin ibadet hayatına, olmazsa olmaz bir derinlik kazandıracak mahiyet taşıyor.

Bir anlamda Kelime-i şehadeti, Namazı, Orucu, Haccı, Zekatı... yani İslam’ın beş şartını bir de böyle yaşayalım çağrısı yapıyor.

Her ibadet, ubudiyyete erişmek içindir. Kulluk şuuru diri olmadan yapılan ibadetlerin içinin gerçek anlamda dolmadığını anlatıyor bu kitap.

Prof. Dr. Saffet Köse Hocamıza gerçekten derin tefekkür ürünü olan bu eseri Altınoluk okuyucularına kazandırdığı için kalbi şükranlarımızı sunuyoruz.

Kitabın yayına hazırlanışında Erkam Yayınevi’nin büyük titizliği oldu. Her hediye kitabımızda olduğu gibi bunda da dizayn olarak, baskı, kağıt kalitesi olarak, kapak grafiği olarak hiçbir şey esirgenmedi. Erkam Yayınevi’nde emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz.

Evet, kitap noktasında her şey çok güzel. Bizlere okuyucular olarak, güzel güzel okumak, her satırı üzerinde düşünmek ve oradaki Kur’an’dan, Rasulullah’ın söz ve fiillerinden süzülen güzellikleri hayatımıza taşımak kalıyor.

İbadetlerden “Kulluk Şuuru”na erişmiş mü’minler olma çabası, bizim hayatımızın gayesidir.

Orada, Mahşer muhakemesinin ardından bizlere “Kullarım arasına girin, Cennetime girin” gibi bir hitap olursa ne mutlu bize...  Yolumuz açık olsun.

Temmuz ayı merhum Musa Topbaş Efendi hazretlerinin dar-ı bekaya irtihal ettiği bir ay.  Bu sayımızda Adem Ergül bey, Musa Efendi Hazretleri örnekliği içinde “Hayatın her alanında kulluk şuuru” konusunu değerlendirdi. Allah dostlarını bu güzel örneklikleri içinde yadetmek de güzel. Merhum Üstadımıza rahmetler diliyoruz, fatihalarla yadediyoruz.

Ramazan’ı uğurluyoruz, Bayram’la buluşuyoruz. Tüm okuyucularımızın, tüm inananların Ramazan Bayramlarını tebrik ediyoruz. Diliyoruz ki sevinçler dolsun tüm mü’minlerin yüreğine.

Sizleri Altınoluk’la ve abonesini yenileyen her okuyucumuza hediye edeceğimiz bu güzel kitapla başbaşa bırakıyoruz, Allah’a emanet olunuz."

 

Ayrıntılı Bilgi: www.altinoluk.com

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.