Hastanelere Mânevî Bakım Birimi Açıldı

6 ilde hastanelere 'Manevi Bakım Birimi' açıldı, 20 'din psikoloğu' atandı!

Toplumsal hayatın her alanında dînî hayatı güzelleştirmek adına yapılan çalışmalar hızla devam ederken, Ankara Numune Hastanesi'ne "Manevi Bakım Birimi" açılarak, "din psikoloğu" görevlendirildi. 6 ildeki hastanelerde açılan "Manevi Destek Birimi"nde 20 "uzman"ın görev yaptığı öğrenildi.

Dînî ve toplumsal hayatı düzenleme, sevk ve idare etme uygulamaları günden güne iyileştiriliyor.

Ankara Numune Hastanesi'nde açılan "Manevi Bakım Birimi"ne manevi destek uzmanı atandı. "Din psikoloğu" sıfatıyla atanan Zehra Yıldız, yaklaşık 8 aydır Ankara Numune Hastanesi'nde hasta, hasta yakınları ve personelle görüşüyor. Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan aldıkları eğitim sonrasında atanan Zehra Yıldız, "Hastalara, hastalığın yarattığı olumsuz duygulardan uzaklaşma, farkındalık, moral ve motivasyon desteği sağladığını" belirterek, "hastaların, hastalıktan kaynaklanan sıkıntılı sürecinde onları dinleyip paylaşımlarda bulunduğunu" söyledi.

Din Psikoloğu Zehra Yıldız, verdiği hizmeti şu sözlerle anlattı: "Hastanelerin teknik hizmetleriyle hastalar, fiziksel olarak iyileştirilirken, manevi destekle de hastalar aradıkları ilgi ve şefkati bulmuş oluyorlar. Suruç, Ankara Garı, Merasim Sokak ve Kızılay'da meydana gelen terör saldırılarında yaralananlarla da birebir ilgilendik. Mağdur ve yakınlarımızı hastalık ve kriz süreci bitene kadar her gün odalarında ziyaret ve takip ettik."

6 İLDE 20 "UZMAN"

İstanbul, Ankara, Kayseri, Ordu, Samsun ve Erzurum'da pilot uygulama olarak başlatılan hastanelerdeki "Manevi Destek Birimleri"nde toplamda 20 "uzman" çalışıyor. Uzmanlar, din psikolojisi ve çeşitli sosyal bilim alanlarında yüksek lisans ve doktora mezunu isimlerden oluşuyor. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından bu 20 isim, yaklaşık 40 profesörün eğitiminden geçerek göreve başladı. "Uzman"lar Ankara'da Numune, Demetevler Onkoloji, Ulus ve Etimesgut Devlet Hasteneleri'nde; İstanbul Başakşehir, Kayseri, Ordu, Samsun, Erzurum Devlet Hastaneleri'nde görev yapıyor.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.