Haleplilerden Türkiye'ye Teşekkür

Rejim güçlerinin kuşatmasındaki doğu Halep'ten çıkarak İdlib'e varan Halepliler, Türkiye'ye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a teşekkür etti.

Rejim güçleri ve rejim yanlısı yabancı teröristlerin kuşatmasındaki doğu Halep'ten çıkarak muhaliflerin kontrolündeki İdlib'e ulaşan Halepliler, Türkiye'ye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a teşekkürlerini iletti.

İdlib'e getirilen bin 150 Halepliden Ali Salim, önce Allah'a, sonra da Türkiye'ye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a teşekkür ettiğini dile getirdi.

Türkiye'nin özgür Suriye halkıyla dayanışma içerisindeki tek ülke olduğunu belirten Salim, mücadelelerinde çoğu ülke tarafından yalnız bırakıldıklarını ve ihanete uğradıklarını söyledi.

TÜRKİYE YANIMIZDAYDI

Salim, "Araplar liderler bizleri ölüme terk etti, kendi koltukları için bizleri sattı. İnşallah yeniden döneceğiz, çıktığımız için üzgün değiliz, çünkü hayat kazanmak ve kaybetmekten ibarettir. Tekrar geri döneceğiz. Bütün dünya Halep'e karşı savaş ilan etmede birleşti. Amerika bile gizlice savaştı. Kimse bizimle olmadı, sadece Allah ve Recep Tayyip Erdoğanlı Türkiye yanımızdaydı." ifadelerini kullandı.

ÇOCUKLARIMIZ ÖLDÜRÜLDÜ

Konvoyla İdlib'e ulaşan engelli Ahmed Salih de, Haleplilerin güvenli tahliyesinde büyük rol oynayan Türkiye'ye teşekkür etti.

"Buradan sayın Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkürlerimi iletmek istiyorum, başkanım biz sağ salim vardık. Ve ayrıca sayın Hacı Ebu Furkan ve Hacı Ebu Hakan'a da teşekkürlerimi iletiyorum." sözlerine yer veren Ahmed Salih, Arap ülkelerinin liderlerine de şöyle seslendi:

"Arap liderlerine de bir şey demek isterim, çocuklarımız kesildi, öldürüldü. Kadınlarımız gözyaşları içerisinde, evlerimiz yerle bir oldu. Onlara bizlerin başına gelenin kimsenin başına gelmediğini hatırlatmak isterim."

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.