Halepli Yetimler Geleceğe Türkiye'de Hazırlanıyor

Suriye'nin Halep kentinden tahliye edilenlerin de aralarında olduğu 55 yetim, Hatay'ın Reyhanlı ilçesindeki yetimhanede acı günleri unutturulmaya ve yeni bir hayata adapte edilmeye çalışılıyor.

Suriye'nin Halep kentindeki kuşatmadan tahliye edilenlerin de aralarında olduğu 55 yetim, Hatay'ın Reyhanlı ilçesindeki yetimhanede yeni bir hayata uyum sağlamaya çalışıyor.

Suriye'de Beşşar Esed rejimi ve rejim yanlısı yabancı terörist grupların kuşatmasındaki Halep'in doğusundan geçtiğimiz aylarda tahliye edilen ve yakınları tarafından Türkiye'ye getirilenler ile daha önce Reyhanlı'ya sığınan yetimler, ilçedeki Yasemin Yetimhanesi'nde hayata tutunuyor.

Suriyelilere Yardım Derneğinin destekleriyle 7 ay önce kurulan yetimhanede Halepli 55 çocuğa psikolojik destek sağlanırken, spor, sanat ve Kur'an eğitimi veriliyor.

Yetimhanenin Müdürü Hatice Acin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Halepli yetimlerin hayata kazandırılması için gayret ettiklerini söyledi.

Kurum olarak Reyhanlı’da 7 aydır hizmet verdiklerini belirten Acin, ‘’Yetimhanemizde Suriyeli savaş mağduru çocuklarımıza kol kanat geriyoruz. Savaşın zorlu şartlarından etkilenip, en yakınlarındaki kişileri kaybeden bu çocukların hayatlarına adapte olabilmeleri için elimizden gelenin fazlasını yapmaya gayret ediyoruz." dedi.

Acin, savaşın en acı yüzüyle çocukların karşı karşıya kalan çocukların yemek, bakım ve tüm ihtiyaçlarının ücretsiz karşılandığını, yarım kalan eğitimlerine devam etmelerinin de sağlandığını sözlerine ekledi.

"ACI DOLU GÜNLERİMİZİ BİRAZ OLSUN UNUTTUK"

Halepli yetimlerden 12 yaşındaki Lim Akad da babasını varil bombalı saldırıda kaybettiğini anlattı.

Akad, "Canım babamı ülkemizdeki savaşta kaybettik. Annem ve kardeşlerimizle Türkiye'ye gelerek kendimize yeni bir hayat kurmaya çalışıyoruz. Bizim için açılan yetimhane benim yüzümün gülmesine vesile oldu. Savaş yüzünden bırakmak zorunda olduğum okuluma tekrar gitmeye başladım. Hocalarımızın bizlerle yakından ilgilenmeleri sayesinde acı dolu günlerimizi biraz olsun unuttuk." diye konuştu.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.