Hadisi Kudsi Nedir?

Hadîs-i kudsî: Hazret-i Peygambere vahiy ve ilhâm edilen hadis anlamına gelir.

HADİSİ KUDSİ KELİMESİNE ÖRNEKLER

Kur’ân’da mânâ gibi diksiyon169 da Cenâb-ı Hakk’a âittir. Onu hadîs-i kudsîden ayıran en esaslı fark budur. Bundan dolayıdır ki Kur’ân metnine âit bir kelimeyi, yine Arapça olan bir başka kelimeyle değiştirmek; kasıtlı olarak yapılırsa kişiyi küfre götürür, hatâ olarak yapılırsa, mânânın belli derecede değişmesi sebebiyle çoğu kere ibâdeti bâtıl kılar. Böyle kasıtlı olmayan yanlış telâffuz veya kelime değişikliklerinin şer’î netîceleri hakkında âlimler fıkıh kitaplarında “zelletü’l-

kârî” başlığı altında pek çok hükümler beyân etmişlerdir.

*****

Müʼminin ibadet hayatında farzların îfâsı, her şeyden önceliklidir. Nâfile ibadetlerin kıymet ve fazîleti, ancak farzlara ilâveten edâ edilmelerine bağlıdır. Nitekim bir hadîs-i kudsîde Peygamber Efendimiz (s.a.v), Allah Teâlâ’nın şöyle buyurduğunu bildirir:

“…Kulum kendisine farz kıldığım amellerden daha sevimli herhangi bir şeyle Bana yakınlık kazanamaz. Kulum Bana, (farzlara ilâveten işlediği) nâfile ibadetlerle durmadan yaklaşır. Nihayet Ben onu severim. Kulumu sevince de Ben onun (âdeta) işiten kulağı, gören gözü, tutan eli, yürüyen ayağı, akleden kalbi ve konuşan dili olurum. Ben’den her ne isterse, onu mutlakâ veririm. Bana sığınırsa, onu korurum…” (Bkz. Buhârî, Rikāk, 38; Ahmed, VI, 256; Heysemî, II, 248)

*****

Cenâb-ı Hakkʼın velî kullarına, her ne şekilde olursa olsun eziyet edilmesidir. Hadîs-i kudsîde şöyle buyrulur:

“Her kim Ben’im velî bir kuluma düşmanlık ederse, Ben ona karşı harp îlân ederim…” (Buhârî, Rikāk, 38)

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.