Hadim Mesih Mehmet Paşa Kimdir?

Araştırmacı-Yazar Fahri Sarrafoğlu, Osmanlı Devleti sadrazamlarından Mesih Mehmet Paşa’nın ilginç hayatını anlatıyor.

Hadim Mesih Mehmet Paşa (d.? -ö. 1592) III. Murat saltanatı döneminde 1 Kasım 1585–14 Nisan 1586 döneminde sadrazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamıdır.

HADİM MESİH MEHMET PAŞA’NIN HAYATI

Bulgar asıllı olduğu büyük olasıdır. Devşirme olarak küçük yaşta Enderûn’a alınmıştır. Sarayda ak ağa olarak görev yapmıştır. Hazinedarbaşı görevi yapmakta iken, Ekim 1574’de “Hüseyin Paşa”nın yerine Mısır Beylerbeyi olarak Mısır‘a gönderilmiştir.

Osmanlı tarihçilerden Mustafa Ali, İbrahim Peçevi ve bunları kaynak alan diğer Osmanlı tarihlerinde Mesih Mehmet Paşa’nın II. Selim döneminde kilercibaşı iken Saray’da kilerde çıkan bir büyük yangının tüm kilerdeki depolanan yiyecek ve diğer levazım eşyasını yakıp yok ettiğini ve Saray kilerinin ihtiyacının Mısır’dan hemen karşılanabilmesi için akağalardan olan Mesih Mehmet Ağa’ya paşa ünvanı verilip onun Mısır’a beylerbeyi olarak tayin edildiğini bildirirler. Fakat bu dönemin Osmanlı “mühimme defteri”ni kaynak gösteren tarihçi Uzunçarşılı bu yangına ve Saray kilerinin yeniden ikmaline ait kayıtların bu ana kaynakta bulunmadığını belirtmektedir.

Mesih Mehmet Paşa Mısır Beylerbeği görevinde 5 yıl kalmıştır. Bazen gayet sert olarak ve çok zaman yumuşaklıkla hiç isyan ve büyük şikayet olmadan bu eyaletin idaresinde başarı kazanmıştır. 1579’da Mısır’dan İstanbul’a çağrılarak ikinci vezir olarak kubbealtı vezirliği görevi verilmiştir. Yerine Mısır Beylerbeyi olarak haremi-hümayunda “başhaznedar” olan Hadim Hasan Ağa getirilmiştir. (Hadim Hasan Paşa 3 Kasım1597–9 Nisan1598) döneminde sadrazamlık yapmıştır.

Mesih Mehmet Paşa, İran Seferi’nde serdar-ı ekrem olarak bulunan Özdemiroğlu Osman Paşa‘nın o cephede iken bir hastalık sonucu 29 Ekim 1585‘de öldüğü haberi İstanbul’a ulaşınca 1 Kasım 1585‘da Sultan III. Murat tarafından Sadrazam görevine atanmıştır.

Sadrazam olarak padişahın ve saray kliğinin devamlı devlet ve hükümet işlerine karışmasına hedef olmuş ve bundan tedirgin olmuştur. Nisan 1586’da devlet işlerinde Sadrazam’ın isteklerini karşılamayan Reis-ül Küttab Hamza Efendi’nin padişah tarafından azlini istemiştir. Fakat Sultan III. Murat Sadrazam’ın bu isteğini reddetmiştir. Bunun üzerine Mesih Mehmet Paşa’nın “İstiklali olmayan vezir-i azam iş göremez” diyerek 4 ay kadar kaldığı sadrazamlıktan istifa ettiği belirtilmiştir. Sadrazamlık görevinde iyi idareli, vakur ve ciddi olduğu belirtilmektedir.

Bu istifasından sonra Mesih Mehmet Paşa emekliye ayrılıp diğer bir devlet işi ve ünvanı verilmemiştir. Mesih Mehmet Paşa 1592’de İstanbul’da ölmüştür. Fatih yakınlarında Hırka-i Şerif Camii tarafında olan “Mesih Mehmet Paşa Camii” kenarında bulunan üstü açık olan türbesine gömülmüştür.

Mesih Mehmet Paşa’nın Mısır’da bir medresesi bulunmaktadır. 1585-1588 yıllarında İstanbul’da Fatih, Edirnekapı civarında eskiden Hasan Paşa Mescidi bulunan mevkide yaptırdığı Mesih Mehmet Paşa Camii bulunmaktadır.

İslam ve İhsan

İSTANBUL’DA GEZİLECEK YERLER

İstanbul’da Gezilecek Yerler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.