Güneş'in "gezegen Yiyen" İkiz Kardeşi Bulundu

Şili'deki La Silla Rasathanesi'nde yer alan 3,6 metrelik teleskobu kullanan araştırmacılar, HIP 68468 yıldızının yörüngesinde biri Neptün’den yüzde 50, diğeri ise Dünya’dan 3 kat daha büyük iki gezegen tespit etti.

Bilim adamları, Dünya'dan 300 ışık yılı uzaklıkta Güneş'e çok benzeyen ve çevresindeki gezegenleri "yiyen" bir yıldız keşfetti.

"Astronomy and Astrophysics" dergisinde yayımlanan çalışma, Güneş'e "ikiz kardeşi kadar" benzeyen ve 6 milyar yaşında olduğu sanılan HIP 68468 adlı yıldızın, çevresindeki gezegenleri kendisine çekerek yuttuğunu ortaya koydu.

Çalışmayı yürüten uluslararası ekipten Chicago Üniversitesi Öğretim Üyesi Jacob Bean, “Elde edilen bulgular, yakın gelecekte bir gün Güneş’in de Dünya’yı içine çekerek yok edeceği anlamına gelmiyor. Ancak yıldız sistemlerinin, gezegen sistemleri için benzer etkilere sahip olabileceğini görmemizi sağlıyor." dedi.

Yale Üniversitesinden Debra Ficher, “Bilgisayar simülasyonları, günümüzden milyarlarca yıl sonra, Merkür’ün gezegenler arası kütle çekim gücünün birikmesi sonucu Güneş tarafından yutulacağını gösteriyor." ifadesine yer verdi.

HIP 68468 yıldızının yörüngesindeki gezegenleri yemesinin de bunun bir örneği olduğunu söyleyen Ficher, "Keşif, gezegen sistemlerinin şekillenmesi hakkındaki anlayışımızı derinleştiriyor.” yorumunu yaptı.

Şili'deki La Silla Rasathanesi'nde yer alan 3,6 metrelik teleskobu kullanan araştırmacılar, HIP 68468 yıldızının yörüngesinde biri Neptün’den yüzde 50, diğeri ise Dünya’dan 3 kat daha büyük iki gezegen tespit etti.

Araştırmacılar, Dünya'dan 3 kat büyük gezegenin, çevresinde döndüğü HIP 68468 yıldızına çok yakın bir mesafede bulunduğu ve yörüngesindeki dönüşünü 3 günde tamamladığını belirledi.

Söz konusu iki gezegenin büyük olasılıkla gezegen sisteminin dış kısmından içe doğru çekildiğine işaret eden bilim adamları, sistemdeki diğer gezegenlerin ise ya HIP 68468 tarafından dışarı fırlatıldığını ya da yutulduğunu ileri sürdü.

HIP 68468 yıldızının, ısıya dayanıklı metallerle dolu kayalık gezegenleri yuttuğu için yaşıtı bir yıldızdan 4 kat daha fazla lityum içerdiği kaydedildi.

Kaynak: dunyabulteni.com

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.