Gündüz Alevlerle Akşam Cehaletle Savaşıyor

Pakistan'ın başkenti İslamabad'da itfaiyeci olarak çalışan Muhammed Eyüp, 30 yıldır her gün iş çıkışında bir parkta 200 yoksul çocuğa ders veriyor.

Asıl mesleği itfaiyecilik olan 58 yaşındaki Eyüp, 30 yıl önce sadece bir öğrenci ile başlattığı "park okulu" projesini, matematikten İngilizceye çeşitli alanlarda 200 öğrenciye ders vererek sürdürüyor. Artık kentin yoksul mahallelerinde yaşayan çocuklar arasında "Eyüp öğretmen" olarak tanınıyor.

Her gün itfaiyedeki mesaisinin ardından saat 16.00'da bisikletle parlamento yakınındaki parka gelen Eyüp'ü yoksul öğrenciler ellerinde kalem ve defterleriyle bekliyor. Eyüp, dersleri tamamen gönüllülük esasına göre yürütüyor ve ücret talep etmiyor. Öğrenciler arasında Hristiyanlar da bulunuyor Müslümanlar da.

Ders verdiği parkta konuşan Eyüp, "Bir gün sokakta araba yıkayan bir çocukla karşılaştım. Okula gitmesi gerektiğini söylediğimde ise ailesinin durumunun iyi olmadığını, bu nedenle okula gidemediğini söyledi. Ben de ona kendim ders vermeyi teklif ettim. Sonraki günlerde sayıları arttı ve 50 öğrenciyi buldu." dedi.

"SAYGIN BİRER VATANDAŞ OLMALARINI İSTİYORUM"

Evli ve üç çocuk babası olan Eyüp, hedefinin yoksul çocukların hırsız, kapkaççı ya da terörist olmasının önüne geçmek olduğunu belirterek, "Onların ilerde doktor ya da mühendis olarak çalışan saygın birer vatandaş olmasını istiyorum." ifadesini kullandı.

EYÜP ÖĞRETMENİN HAYALİ "GERÇEK" BİR OKUL İNŞA ETEK

Eyüp öğretmen, park köşesinde dikkati çeken taşları öğrencileri ve arkadaşlarıyla beraber her gün topladıklarını ve ilerde inşa edeceği okulda kullanacağını belirtiyor. Şehirde ufak bir arazi satın aldığını aktaran Eyüp, itfaiyecilikten emekli olmasının ardından burada gerçek bir okul inşa etmeyi hedefliyor.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.