Grip Hakkında 10 Hurafe

Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Sezen Özkök grip hakkında doğru sandığımız yanlışları anlattı

Özellikle mevsim geçişlerinde ve soğuk kış aylarında kapalı mekanlarda daha fazla zaman geçirilmesine bağlı olarak görülme sıklığı oldukça artış gösteren grip, yaşam kalitesini düşüren bir hastalık. Üstelik genellikle soğuk algınlığı ile karıştırılan ve birçok insanın hafif ve geçici bir hastalık olarak gördüğü için hekime bile başvurma ihtiyacı hissetmediği grip, özellikle çocuklarda, kronik hastalığı olanlarda ve yaşlılarda önemli komplikasyonlara da yol açabiliyor. Bu nedenle gripten korunmak ya da hastalık geliştiğinde zamanında hekime başvurmak çok önemli. Ancak toplumda yayılan kulaktan dolma bilgiler gripten yeterince korunmamızı önlüyor. Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Sezen Özkök grip hakkında doğru sandığımız yanlışları anlattı, önemli tavsiyelerde bulundu.

1- Yanlış: Grip basit bir hastalık.

Doğrusu: Soğuk algınlığı ayakta daha hafif atlatılabilirken, girip daha ağır ve ateşli olarak seyrediyor. Ayrıca çocuklarda, yaşlılarda ve akciğer hastalığı gibi kronik hastalığı olan hastalarda bronşit, sinüzit, kulak enfeksiyonu ve zatürre gibi komplikasyonlara yol açabiliyor, hatta ölümcül olabiliyor.

2- Yanlış: Grip aşıları gribe yol açar.

Doğrusu: Toplumdaki yaygın inanışın aksine grip aşıları gribe yol açmıyor. Grip aşısı ölü aşı olduğu için enfeksiyonun gelişme riski olmuyor. Ancak aşının yapıldığı mevsim “nezle” olarak adlandırılan basit viral enfeksiyonlarının yoğun olarak yaşandığı bir dönem. Bu nedenle kişiler nezleye yakalandıklarında grip olduklarını düşündükleri için burun akıntısı ve halsizlik gibi yakınmalarına grip aşılarının neden olduğunu düşünüyor.

3- Yanlış: Grip olduğumda çocuğumu emziremem.

Doğrusu: Hemen her anne gribe yakalandığında, hastalığını çocuğuna bulaştırır düşüncesiyle emzirmekten vazgeçebiliyor. “Oysa sanılanın aksine anneler grip olduklarında çocuklarını emzirmeliler.” diyen Özkök bunun nedenini şöyle anlatıyor: “Sanılanın tam tersine anne sütü gribe karşı doğal antikorlar içerdiği için bebeğe doğal bağışıklık sağlıyor. Ancak emziren anneler grip veya nezle olduklarında çocuğuna hem solunum yoluyla hem de el temasıyla bu virüsü bulaştırabiliyor. Bu nedenle hasta olan annelerin maske kullanmalarının yanı sıra bebeğiyle temas öncesinde sık sık ellerini yıkamaları çok önemli”

4- Yanlış: Aşı yapılınca asla hastalanmam.

Doğrusu: Grip aşısı hastalığı yüzde 100 önleyemiyor. Aşı grip olma riskini azaltıyor ve hasta olunsa bile etkilerinin daha az hissedilmesini sağlıyor. Her yıl Dünya Sağlık Örgütü’nün önderliğinde salgın yapması beklenen virüslere karşı aşı hazırlanıyor. Dolayısıyla aşı, içerisinde bulunmayan ve diğer salgın yapan virüslere karşı etkili olmadığı için bu virüsler bulaştığı takdirde kişi hastalanabiliyor. Özkök, grip aşısı olduktan sonra aşının etkisini gösterebilmesi için 2- 3 haftalık süreye ihtiyaç olduğunu belirterek, “Bu dönem içinde kişinin virüsle karşılaşması halinde antikor yanıtı oluşmaması nedeniyle hastalık gelişebiliyor. Bu yüzden aşının sonbahar döneminin başlarında, salgınlardan önce yapılması önemli.” diyor.

5- Yanlış: Maske taktığımda gripten korunurum.

Doğrusu: Grip virüsü havadaki damlacıkların yanı sıra ellerimizle temas yoluyla da bulaşabiliyor. Dolayısıyla hastanın kullandığı telefon, mouse ve kapı kolları gibi ortak kullanılan eşyalarla ya da tokalaşmayla kişilerin birbirlerine temas etmeleri sonucu hastalık bulaşabiliyor. Bu nedenle hasta kişilerin bu dönemde sık sık ellerini yıkamaları ayrıca önem taşıyor.

6- Yanlış: Hasta kişilerden uzak kalmak beni her zaman korur.

Doğrusu: Bazı hastalar gribe yakalandıkları halde henüz yakınmaları başlamaması nedeniyle virüsü bulaştırabiliyorlar. Dolayısıyla gripten korunmak için hasta kişilerden uzak kalmanın yanı sıra aşı yaptırmak ve elleri de sık sık yıkamak gerekiyor.

7- Yanlış: Her yıl aşı olmam gerekmiyor .

Doğrusu: Influenza virüsü, yapısını değiştirebilen bir virüs. Her yıl Dünya Sağlık Örgütü’nün salgına sebep olabilecek yüksek olasılıklı virüslere uygun aşı planlaması sonucunda aşıların içeriği her yıl değişiyor. Bu nedenle her yıl aşılanmak gerekiyor.

8- Yanlış: Ocak ayına kadar aşı olamazsam çok geç kalmış olurum.

Doğrusu: Grip aşısının etkisi 2-3 hafta sonra başlıyor. Bu nedenle aşının eylül ve ekim aylarındaki grip salgınından önce yapılması öneriliyor. Özkök, grip aşısı için en uygun zamanın sonbahar başlangıcı olduğunu belirterek, “ Ancak grip aşısı yaptırmak için hiçbir zaman çok geç değil. Çünkü şubat ayında en yüksek düzeyde görülen grip mayıs ayına kadar devam ediyor.“ diyor.

9- Yanlış: Grip ilacı alırsam hastalığı ayakta geçirebilirim.

Doğrusu: Grip, soğuk algınlığı ile karıştırılmamalı. Grip, soğuk algınlığından daha ağır seyrediyor. Örneğin ciddi kas ağrısı, baş ve boğaz ağrıları ile ateş gelişebiliyor. Soğuk algınlığı olan kişi hastalığı ayakta atlatabiliyor ama grip yatak istirahati gerekiyor.

10- Yanlış: Grip olduğumda antibiyotik fayda sağlar.

Doğrusu: Hem grip hem de soğuk algınlığı tedavisinde antibiyotik etkili olmuyor. Ancak sinüzit, zatürree ya da kulak iltihabı gibi komplikasyon gelişmesi halinde antibiyotik doktor kontrolünde veriliyor. Gripten iyileşmenin yolu, bol sıvı alımı ve dinlenmeden geçiyor. Ayrıca doktor kontrolünde alınan ateş düşürücü ya da antiviral ilaçlar da kullanılabiliyor.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.