Görme Engelliler İlaç Kutularını Okuyabilecek

Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan yönetmelik değişikliğine göre, tüm ilaç kutularında ilaçların isimleri, görme engelliler için aynı zamanda Braille formatında kabartma yazı ile yazılacak.

"Beşeri Tıbbi Ürünlerin Ambalaj Bilgileri, Kullanma Talimatı ve Takibi Yönetmeliği"nde değişiklik yapılmasına ilişkin yönetmelik, Resmi Gazete'de yayımlandı.

Bakanlık yetkililerinden edinilen bilgiye göre, yönetmelikle aşılar gibi sağlık mesleği mensupları tarafından uygulanması amaçlanan ürünler hariç tüm ilaçların dış ambalajlarında, ilaçların isminin görme engelliler için aynı zamanda Braille formatında kabartma yazı ile yazılması zorunluluğu getirildi. Görme engelliler için kullanma talimatı, duyarak algılanabilecek bir formatta sunulabilecek.

İlacın terkibindeki tüm maddeler için, hayvansal kaynak kullanıldığı durumlarda, ilacın kullanma talimatında bu kaynak açıkça belirtilecek.

İLAÇ KUTULARININ ÜZERİNDE BİR SEMBOL MUTLAKA BELİRTİLECEK

Emniyet Genel Müdürlüğü'nün de önerisiyle, Avrupa Birliği'ne üye bazı ülkelerdeki uygulamaya benzer şekilde araç sürme veya makine kullanma becerisini azaltabilecek ya da engelleyebilecek ürünlerde bu durum ilaç kutusunun üzerinde bir sembol (uyarı üçgeni) ile mutlaka belirtilecek.

Ölçekle kullanılan ilaçlarda ölçü kabı hacminin ölçekten farklı olması durumunda kullanıcı hatasına bağlı olarak hastanın eksik ya da fazla doz alma olasılığını ortadan kaldıracak bir düzenleme de yapıldı. Yeni düzenlemeye göre, ilacın iç ve dış ambalajında ölçü kabı hacminin ölçekten farklı olması durumunda ölçek hacmi ve ölçü kabı hacmi ayrı ayrı belirtilerek kullanıcı hataları önlenecek.

Yönetmelikle büyük hacimli parenteraller (ağız yoluyla değil damar yolu, kas içi ve cilt altı gibi yollarla alınan ilaçlar), radyofarmasötikler (radyoaktif madde içeren ilaçlar), kişiye özel üretilmiş ilaçlar, tanıtım numuneleri ve özel tıbbi amaçlı gıdalar da İlaç Takip Sistemi (İTS) kapsamına alındı.

Karekodda "gün/ay/yıl" şeklinde ifade edilen ilacın son kullanma tarihi, ambalaj bilgilerinde "ay/yıl" şeklinde ifade edildiğinde karışıklığa yol açabildiğinden, bu tarihlerin birbiri ile uyumlu olarak belirtilmesine yönelik düzenleme de yönetmelikte yer aldı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.