Görme Engelliler İçin 'bileklik' İcat Ettiler

İstanbul Kartal Anadolu İmam Hatip Lisesi'nden 4 öğrencinin geliştirdiği bileklik, görme engellilerin braille alfabesi yardımıyla oluşan titreşimleri hissetmesini sağlayıp yazıları okumasını ve renkleri anlamasını kolaylaştırıyor.

İstanbul Kartal Anadolu İmam Hatip Lisesinden 4 öğrencinin görme engelliler için geliştirdiği bileklik, dokunmatik ekranı bulunan bilgisayarlara yüklenen braille alfabesi aracılığıyla yayılan titreşimleri kişinin hissetmesini, böylece yazıları daha kolay okuması ve renkleri algılamasını sağlıyor.

Kartal Anadolu İmam Hatip Lisesinden öğrencilerin hazırladığı proje, Bursa Büyükşehir Belediyesi ile Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansının (BEBKA) Türk Hava Yollarının (THY) ana sponsorluğunda Merinos Parkı'nda gerçekleştirdiği "THY 5. Bursa Bilim Şenliği" kapsamında "Genç Mucitler" kategorisinde finale kaldı.

Elektronik bileklik, engelli bireylerin titreşimler sayesinde yazıları hissedip okumasını kolaylaştırıyor. Cihaz, kişinin renkleri de aynı sistemle algılayabilmesine yardımcı oluyor.

GÖRME ENGELLİLERİN HAYATI KOLAYLAŞACAK

Öğrencilerden Ahmet Said Göksu, projede kendisi dahil 4 kişilik ekibin görev aldığını ve projeyi görme engelli bireylerin daha rahat ve kolay hayat sürebilmesi amacıyla hazırladıklarını ifade etti.

Projenin zamanla geliştirilebileceğini vurgulayan Göksu, "Geliştirdiğimiz sistemde, önce okuma yapacak kişi bilekliği eline geçiriyor. Görme engelli birey, ekrandaki herhangi bir yazıya dokunduğu zaman bu bileklikte braille alfabesini temsil eden 6 noktadaki motorlar çalışmaya başlıyor. Kişinin elini dokunduğu yazının braille alfabesindeki hali, titreşimli olarak kişinin bileğinde hissediliyor. Böylece herhangi bir kabartmaya gerek kalmadan elektronik ortamda yazıyı elini sürterek okumuş oluyor. Eğitimin yüzde 80'i görmeyle yapıldığından, görme engelli bireylerin daha iyi bir eğitim almasını istediğimiz için böyle bir proje hazırladık." dedi.

Göksu, projenin prototipini 30 liralık maliyetle ürettiklerini ve seri üretime geçildiğinde bu miktarın azalabileceğini sözlerine ekledi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.