Gaziantepli Hafızlar Taç Giydi

Gaziantep Şehitkamil Kongre Merkezi’nde 18 Mayıs 2014 Pazar günü yapılan merasimle Hoşgör Fatih Kur’ân Kursu’ndan mezun olan hâfızlara taç giydirildi.

Gaziantep Hoşgör Fatih Kur’ân Kursu’nda mezuniyet programı hâfızlık merasimi ve Soma şehitlerini anma programı bir arada düzenlendi.

Program, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Kurs öğreticilerinden Hâfız Ebubekir Seyhan Hoca’nın Kur’ân tilaveti ile devam etti.

Programda Şahinbey İlçe Müftüsü Musa İmamoğlu, Gaziantep İl Müftüsü Ahmet Çelik, Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. Ali Erbaş ve Vakıf Onursal Başkanı Ahmet M. Ziylan ve Hoşgör Fatih Kur’an Kursu dernek başkanı Nihat Durur tarafından günün anlam ve önemini ifade eden konuşmalar yapıldı.

SOMALİ’NİN YÜZDE 10’U HÂFIZ

Eğitim Hizmetleri Genel Müdürü Erbaş konuşmasında yöneticileri, hâfız hocalarını ve hâfızları tebrik etti. Erbaş; “Ülkemizde hâfız sayısının 125 bini aştığını, bunların 27 bininin Diyanet İşleri Başkanlığı’nda görev yaptığını ancak bu sayının yetersiz olduğunu ve bu sayının artması için gayret etmemiz gerektiğini söyleyerek. Somali’den örnek verdi. Ülke nüfusunun yüzde 10’unun  hâfız olduğunu, 10 milyonluk Somali nüfusunun 1 milyonunun hâfız olduğunu” söyledi.

Ayrıca Kur’ân-ı Kerimi Güzel Okuma Dünya 2.si Hâfız Mehmet Bilir ve Gaziantep Hâfızlar Dernek Başkanı Hâfız İbrahim H. Kocaoğlan tarafından Kur’ân tilaveti yapıldı.

SOMA’DA ŞEHİT OLANLARA 50 HATİM 400 YASİN

Yüzakı Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Hâfız Muhammed Ali Eşmeli hâfızlara ithafen şiir okudu.

Kurs öğrencilerinden oluşan Tasavvuf Musikisi Korosu tarafından katılanlara güzel bir ilahi dinletisi yapıldı.

Program, Soma’da şehit olan madenciler için Kur’ân Kursunda okunan 50 hatim ve 400 Yasin’i Şerif’in ardından, Diyanet İşleri Başkanlığı Umre Hizmetleri Daire Başkanı Kurra Hâfız Yaşar Çapcı Hoca’nın duası ile taçlanan program hâfızlara hediye takdimiyle sona erdi.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.