Gafletten Kurtulma Yolları

Gaflet nedir? Gafil kimdir? Gafletten nasıl kurtulabiliriz? Gafletten korunma yolları nelerdir? Bizlerin gaflet hastalığına yakalanmamak için yapmamız gerekenler...

Gaflet, kulun ebedî hayatına zehir saçan mânevî bir hastalıktır. Onu, en öz tabiriyle;

«Kulun, kendisini yoktan var eden Rabbini unutması» şeklinde tarif edebiliriz. Cenâb-ı Hakk’ı unutan bir gönül, gaflet girdabına kapılır ve selâmet sahiline varamadan ziyan olup gider.

Âyet-i kerîmede bu kimseler için şöyle buyurulur:

“Allâh’ı unutan ve bu yüzden Allâh’ın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın. Onlar yoldan çıkan kimselerdir.” (el-Haşr, 19)

Gaflet; anlık zevkler uğruna ebedî bir saâdeti felâkete uğratmak, fânî olan dünya hayatını bâkîye, yani sonsuz cennet hayatına tercih etmek hamâkatidir.

Gaflet; günün ortasında güneşi kaybetmeye benzer. Gaflete düşmüş bir kimse, okyanus ortasında dümeni kırılmış bir gemiye benzer ki, hangi girdapta boğulacağı belli değildir.

Gafil bir kimse; hayatı nefs gözlüğüyle seyrettiğinden, bir gün mutlaka karşılaşacağı ölüm, diriliş, hesap, Sırat gibi zor menzilleri unutur. İlâhî nimetler karşısında nankörlük ederek pervâsızca günahlara dalar. Cehâlet, şehvet, ihtiras, kibir, gurur, cimrilik ve öfke gibi hamâkat manzaraları sergiler.

GAFİL KİMDİR?

Kalbi gafletle perdelenen gönül, hakikati idrâk edemez hâle gelir. Bu sebeple büyükler, üç sıfatla muttasıf olan insanların asla Hak dostu olamayacaklarını bildirmişlerdir. Derin bir gafletin neticesi olarak kişide hâsıl olan bu üç vasıf; cimrilik, kibir ve ahmaklıktır.

İslam ve İhsan

GAFLET NEDİR? GAFİL KİMDİR?

Gaflet Nedir? Gafil Kimdir?

GAFLETE NEDEN DÜŞÜLÜR?

Gaflete Neden Düşülür?

GAFLETTEN KURTULUŞ

Gafletten Kurtuluş

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.