Fransa'nın Afrika Sömürgeleri

Paris saldırıları nedenleri tartışıla dursun, dünya gelir ve hak dağılımının sebepleri iyi anlaşılmazsa terörün sadece sonuçlar ortaya çıkar. Arda Şimşek Yeni Akit Gazetesinde Fransa'nın Afrika'yı nasıl sömürdüğünü irdelemiş.

İnsan hak ve özgürlüklerinden dem vuran Fransa, bugün hâlâ 14 Afrika ülkesini sömürmeye devam ediyor. Birçoğu açlıkla mücadele eden Afrika ülkelerinden Benin, Burkina Faso, Gine, Fildişi Sahili, Mali, Nijer, Senegal, Togo, Kamerun, Orta Afrika Cumhuriyeti, Çad, Kongo, Ekvator Ginesi ve Gabon, 1960'lı yıllarda bağımsızlıklarını ilan etmelerine rağmen bugün hâlâ Fransa'ya sömürge vergisi ödemeye devam ediyor.

FRANSA HER YIL SÖMÜRGELERİNDEN 500 MİLYAR DOLAR ALIYOR

Fransa'nın 14 eski sömürgesinden her yıl yaklaşık 500 milyar dolar para aldığı kaydediliyor. Fransa aldığı bu parayı ise, sömürge döneminde işgal altına tuttuğu ülkelere inşa ettiği binalar ve altyapılar karşılığında aldığını savunuyor. Fransa'nın Afrika ülkeleri üzerindeki fiili sömürgeciliği bitmiş olsa da mali sömürgesi hâlâ devam ediyor.

Fransa, bağımsızlığını kazanmış olan eski sömürgelerinin bütçelerinin büyük bölümünü değişik adlar altında kendi merkez bankasında topluyor. Bu ülkelerin yıllık gelirlerinin yüzde 85'i her yıl Fransa merkez bankasında toplanıyor. Kalan yüzde 15 ile ekonomisini yürütmeye çalışan Afrika ülkeleri, mali sıkıntı yaşadıkları takdirde, Fransa merkez bankasına yatırdıkları kendi paralarını borç olarak almak zorunda bırakılıyor.

KARŞI KOYANA DARBE 

Fransa'ya vergi ödemeyen liderlerin ya bir darbeye ya da suikasta kurban gittikleri görülüyor. Son 50 yılda 26 Afrika ülkesinde toplam 67 askeri darbe meydana geldi. Bu darbelerin meydana geldiği ülkelerin 16'sı eski Fransız sömürgesi olduğu belirtiliyor. Darbe olan Afrika ülkelerinin yüzde 61'i eski Fransız sömürgesi. Bu ülkelerde meydana gelen askeri darbelerinse Fransa'nın sömürge zamanında atadığı lejyoner askerler tarafından gerçekleştirildikleri kaydediliyor.

Benin & Fildişi Sahilleri: 1884-85 tarihlerinde düzenlenen Berlin Konferansı'nda Benin ve Fildişi Sahili de Fransa'nın sömürgeleri arasına katıldı. Benin ile Fildişi Sahili, 1960 yılında bağımsızlığını ilan etmesine rağmen Fransız sömürüsünden kurtulamadı. Bugün hâlâ Benin ve Fildişi Sahili'nden haraç alan Fransa, siyasi yönetimlere de zaman zaman müdahalelerde bulunarak sömürüsünü sürdürmeye çalışıyor. Benin'de Fransızlara karşı ayaklanmalar kan dökülerek bastırılmıştı.

Burkina Faso: 1800'lü yıllarda Fransız sömürüsü altına giren ülke 1960 yılında bağımsızlığını ilan etti. Bugün hâlâ fiili olarak Fransız sömürüsü altında olan ülke her yıl Fransa'ya düzenli olarak haraç ödüyor.

ÇAD'DA 400 ALİMİ KATLETTİ

Mali, Çad, Nijer ve Orta Afrika Cumhuriyeti: 1881'de Tunus'u işgal eden Fransa, bugünkü Mali, Çad, Nijer ve Orta Afrika Cumhuriyeti topraklarını da ele geçirerek bir sömürü düzeni kurdu. Fransızların 1917'de Çad'da dini hayatın yeniden düzenlenmesi için düzenlediği sempozyuma 400 kadar bilim adamı katıldı. Ancak kısa bir süre sonra Fransız güçleri salonu basarak bilim adamlarının hepsini katletti. Mali 1959'da, Çad, Nijer ve Orta Afrika Cumhuriyeti ise 1960'da bağımsızlığını ilan ettiler ancak bugün hâlâ Fransa'ya haraç ödemeye devam ediyorlar.

Gabon, Kongo: Fransızlar, Gabon'da 1839'da bir sömürge merkezi kurdular. 1960'da bağımsızlığını ilan eden ülke, bugün hâlâ Fransa'ya haraç ödemeye devam ediyor. 1800'lü yıllardan itibaren Fransız sömürüsü altında olan Kongo da bugün hâlâ Fransa'ya haraç ödeyen ülkeler arasında bulunuyor.

HÂLÂ FRANSA'YA HARAÇ ÖDÜYORLAR

Senegal, Gine: Fransa, 1845'lerden itibaren Senegal ile Gine'yi sömürü düzenine dahil etti. Her iki ülke de 1958 yılında bağımsızlıklarını ilan etmelerine rağmen Fransız sömürgeciliğinden kurtulamadılar ve bugün hâlâ Fransa'ya haraç ödemeye devam ediyorlar.

Kamerun: 1916'da Fransa ile İngiltere Kamerun'u işgal ederek paylaştılar. Fransız Kamerun'u denilen bölge 1960'da bağımsızlığını ilan etti ancak Fransa'nın sömürüsünden kurtulamadı. Bugün hâlâ Fransa'ya haraç ödeyen ülkeler arasında yer alıyor.

Togo, Ekvator Ginesi: 1. Dünya Savaşı'na kadar Almanya'nın sömürüsü altında bulunan Togo, 1. Dünya Savaşı'ndan sonra Fransa'nın sömürüsü altına girdi.  Ekvator Ginesi de 1968 yılında bağımsızlığını ilan etmesine rağmen Fransız sömürgesinden kurtulamayan ülkeler arasında bulunuyor.

Fransa, 2. Dünya Savaşı'nın sona ermesi üzerine kutlama yapan Cezayirli Müslümanların üzerine makineli tüfeklerle ateş açarak silahsız 45.000 sivili katletmişti.Fransa 132 yıl süren Cezayir işgali sırasında 1 milyondan fazla insan öldürdüğü ifade ediliyor.

Kaynak: Adem Şimşek, Yeni Akit Gazetesi

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • Bu .......batililari anlarim . Onlar cibilliyetlerinin geregini yaptilar ve yapmaya devam ediyorlar. Yapmaya devam edip etmemeleri bu gun icin bize bagli gorunuyor. Yani guclu ve birlik olursak yapamayacaklar. Ama icimizdeki su baticilari anlayamiyorum. Allah islah etsin

    NEDEN HALA FRANSAYA AYIBINI KEPAZELİĞİNİ PİSLİĞİNİ İNSANLIK DIŞI DURUMUNU İSPATLAMIYOR GÖSTERMİYOR .BEN NE YAPABİLİRİM BİR VATANDAŞ OLARAK .ALLAHIM SEN BİZLERE BU KAFİRLER KARŞISINDA GÜÇLÜ KIL YARABBİ.

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.