Fransa'da İslam Karşıtlığı Destekleniyor

Fransa'da idare mahkemesinin, çocuklarına okul içinde eşlik etmeleri engellenen başörtülü veliler hakkında verdiği kararın benzer davalar için içtihat oluşturması bekleniyor.

Fransa'nın güneyinde yer alan Nice İdare Mahkemesi'nin çocuğunun karne törenine katılmak isteyen başörtülü bir annenin okula alınmaması sonrasında açtığı davada anneyi haklı bulması Müslümanlara ait örgütler tarafından da memnuniyetle karşılandı.

Fransa İslamofobi ile Mücadele Derneği Sözcüsü Elsa Ray, karardan memnun olduklarını dile getirerek, "kararın ülke çapındaki tüm başörtülü anneleri ilgilendirdiğini ve içtihat oluşturacağını" belirtti.

BAŞÖRTÜLÜ ANNELER MAĞDUR EDİLİYOR

"Birçok başörtülü annenin uzun süredir mağdur olduğu uygulamanın haksızlığı sonunda kanıtlandı" ifadelerini kullanan Ray, derneklerinin de mağdur annelere bu konuda uzun yıllardır destek verdiğini kaydetti.

Karar hakkında ülkede yavaş yavaş farkındalık oluşacağını belirten Ray, böylece okul yönetimlerinin inisiyatifine bırakılan uygulamanın tamamen ortadan kalkmasını beklediklerini kaydetti.

İsmi açıklanmayan davacı anne, Ocak 2014'te, oğlunun okulda düzenlenen karne törenine katılmak istemiş ancak okul yönetimi tarafından başörtüsü kullandığı gerekçesiyle törene alınmamıştı.

KARARI OKUL YÖNETİMİ VERİYOR

Olayın ardından mağdur anne konuyla ilgili hukuki süreç başlatmıştı.

Fransa'da Danıştay, annelerin okul gezilerinde başörtüleriyle çocuklarına eşlik edebileceğine, dolayısıyla annelerin dini tarafsızlık kanununa okul dışında tabi olmayacağına hükmetmişti.

Fransa'da okul çıkışları ve gezilerinde başörtülü annelerin çocuklarına eşlik etmesi yasaklanmazken, başörtülü annelerin okul içine alınıp alınmamasına karar verme yetkisi okul yönetimine bırakılmış bulunuyor.

Uygulama yüzünden birçok başörtülü anne mağduriyet yaşarken geçtiğimiz yıl da bir grup anne Fransa'nın Amiens kenti İdare Mahkemesi'ne yasakla ilgili başvuruda bulunmuştu.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.