"fitne" Gündemine Çözüm

Altınoluk Dergisi, Kasım sayısında "fitneyi" dosya konusu olarak işliyor.

Altınoluk'un sunuş yazısında şöyle ifade ediliyor:

"Bir İslam toplumunda da insanlar arası ilişkilerde anlaşmazlık olur. Suç olur, suçlu olur.

Bunları hallü fasl edecek mahkemeler bulunur.

Rasulullah (s.a.v.) döneminde dahi, İslam’ın “had” denilen en uç cezaları gerektiren suçlar işlenmiş, faillere bu cezalar uygulanmıştır.

İnsanın olduğu yerde, çizgi dışı hareketlerin olması tabiidir.

Peki fitne nedir?

İster türediği “fetn” kelimesinin sözlük anlamı olarak, altın ve gümüş gibi değerli madenlerin saflığını anlamak için onları ateşte eritmekten yola çıkıp, insan ve toplumların kalitesini ortaya çıkaran maddi ve manevi sıkıntı, üzüntü, belâ ve felaketle imtihan boyutuyla bakalım, isterse, küfür, azgınlık, sapıklık, günah, ayrılık, iç ihtilaf ve kargaşa, nifak, ihtilaf, birbirine düşme, çekişme, zulüm, baskı, karışıklık boyutuyla bakalım, insan topluluklarının zaman zaman derin sarsıntı geçirmesine yol açan fitnelerle karşı karşıya kalması mümkündür.fitne_zamani

Tarihte bir çok toplumun böyle derin fitnelerle sınandığı da bilinir.

Bugün... Fitne neden gündem olsun?

İslam toplumlarının, belki bizim toplumumuzun karşı karşıya kaldığı derin sarsıntıya baktığımızda, bir büyük imtihandan geçtiğimizi düşünebiliriz.

Dine hizmet zemininde oluşan yapıların başkalaşma riski gibi bir derin sarsıntı söz konusu mesela. Bu riskin, İslam’la ilgili her alanı gölgeleme gibi çok daha büyük bir felaketin kapısını aralama belası söz konusu.

Emniyet duygusunun derin sarsıntı geçirmesi söz konusu.

İslam toplumlarının bünyesinden “terör örgütü” gibi yapıların zuhur edebilmesi söz konusu.

Müslüman toplumların birbirlerine karşı ilişkilerinin kardeşlik ölçülerinin çok ötelerine savrulması söz konusu...

Fitneler, şayet altını cüruftan ayırma gibi bir zemin demekse, süzme ameliyesinden sonra ortaya çıkan hasılanın cüruf tarafında kalmamak için gerçekten kalblerimize mukayyet olma noktasındayız demektir.

Fitneler bazan kişileri, bazan tüm toplumu çökertir.

Kişinin kıyameti olur. Toplumun kıyameti olur. O durum herkesin cüruf haline gelmesi demektir. Böyle fitne dönemleri farklı zamanlarda ve farklı toplumlarda yaşanmış, binler, milyonlar ölmüş, külli çöküşler gerçekleşmiştir.

İslam hayat dinidir. İnsanı ihya eden dindir.

Bugün için de insanoğlu, insanca diriliş için İslam’la buluşmalıdır.

Ama İslam toplumlarının kişiliğinde yaşanan sancılar, fitneler, nasıl bir görüntü sunar insanlığa?

Öncelikle fitneye düşmemek esastır.

Fitne ile karşı karşıya kalınmışsa, Allah’a sığınmak ve fitnenin içinden, yürek bütünlüğü içinde çıkabilmek lazımdır.

İstikameti korumak dedik ona. Allah’ın ipine sarılmak. Rasulullah’ın izinde yürümek bu.

Ne diyelim, Rabbimiz, zor zamanlarda yüreklerimizi Kendi rızasından ayırmasın."

Ayrıntılı Bilgi: www.altinoluk.com.tr

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.