'fındıktan Cips' Üretildi

'Fındıktan Cips Üretme İmkanlarının Araştırılması' Projesi kapsamında Araştırma Enstitüsü tarafından Türkiye'nin en önemli tarım ürünleri arasında yer alan fındıktan cips üretimi gerçekleştirildi.

Fındık Araştırma Enstitüsü'nün (FAE) çalışmaları sonucunda Türkiye'nin en önemli tarım ürünleri arasında yer alan fındıktan cips üretimi gerçekleştirildi.

FAE Müdürü Gökhan Kızılcı, Fındıktan Cips Üretme İmkanlarının Araştırılması Projesi'ni 2015 yılı itibariyle faaliyete geçirdiklerini söyledi.

Gıda mühendislerinin çeşitli formüller kullanarak fındıktan cips ürettiklerini belirten Kızılcı, "Değişik formülasyonlar, değişik baharatlar kullanılarak fındıktan cips ürettik. Bunun yanında fındık unundan direkt olarak da cips üretilebiliyor. Fındık yağı fabrikalarından çıkan posalardan cips üretme şansı araştırılıyor" dedi.

Fındık cipsinin içerisinde, fındık unu ve buğday unu karışımı, yüzde 100 fındık unu ve baharat karışımı yer alıyor. Bu formüller üzerinde çalışıldığını belirten uzmanlar, şu an itibariyle elde edilen sonuçların oldukça olumlu olduğunu kaydetti.

FINDIK CİPSİ TAMAMEN DOĞAL

Toplumda çocuklara cips yedirme hususunda çeşitli tereddütler olduğuna işaret eden Kızılcı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Piyasadaki cipslerin sağlık yönünden zararlı olduğuna dair toplumda bir algı var. O nedenle ebeveynler çocuklarına cips yedirme hususunda tereddütlü davranıyorlar. Biz de bu tereddüdü ortadan kaldıracak şekilde tamamen doğal, fındıktan yapılmış, katkı maddesi olmadan kendi yağında kavrulmuş cips üretelim ve çocuklarımıza bu cipsleri yedirelim diye düşündük. Şu an itibariyle ürettiğimiz ürünlerde hiç bir katkı maddesi yok, tamamen doğal fındık ve baharatlardan kullanılarak cips elde ediyoruz."

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.