Falcılık ve Fala Baktırmak Günah mı?

Kaza ve Kadere İman

Fal ve falcılık; gaybdan haber verme, gelecek hakkında önceden fikir beyan etmek temeline dayanmaktadır.

Tarihin her devrinde, her millette istikbali öğrenme teşebbüslerine, bunun muhtelif şekillerine ve değişik vasıtalarına rastlanmaktadır. "Ezlam" denen fal okları, remiller, İranlıların ve Rumların tavla ve satranç oyunları, günümüzde, yıldız, kahve, bakla, iskambil kâğıdı, suya bakma, kitab açma v.s. falcılığın şekil ve malzemesinin bir kısmıdır. Ayrıca, çağımızda falcılık, gazete vasıtasıyla modern insanın günlük hayatına da girmiş bulunmaktadır. Günlük fallar yanında gazetelerin yıl başlarında, senelik fallar yayınlamaları, faldaki yalanın boyutlarını oldukça genişletmiştir.

Hurafe ve bâtıl inanışlarını hepsine birden savaş açmış bulunan dinimiz, bütün çeşitleriyle falcılığı yasaklamıştır. “Fal oklarının, Şeytanın pis işlerinden olduğunu, “kötülükte şarab içmeye, kumar oynamaya ve putlara tapmaya denk bir cürüm sayıldığını, kurtuluş için bunlardan uzak durulması gerektiğini Maide Suresinin 90. âyeti çok açık bir şekilde bildirmektedir. Bir başka âyette (Maide: 3) de: “ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı.” buyurulmuştur.

Öte yandan “beş bilinemez”i açıklayan Lokman Suresi’nin 34. âyetinde de “hiçbir nefis yarın ne kazanacağını bilemez. Yine hiçbir nefis nerede öleceğini de bilemez.” buyurulmakta, gelecekten haber vermeye kalkışmaktan ibâret olan falcılığın İslâm’da yeri olmadığı duyurulmaktadır.

O halde fala bakmak, falcılık yapmak, fala inanmak, faldan kazanç temin etmek hiç bir surette müslümana yakışmayan hareketlerdir. Özellikle hanımların bu konuya daha bir dikkat etmeleri, böyle boş şeylerle kendilerini aldatmamaları gerekmektedir.

Falcılar bir şey biliyorlarsa, önce kendilerini kötülüklerden korusunlar… Unutmayalım ki, aldatmak hainlik ise, aldanmak da ahmaklıktır…

Kaynak: İsmail Lütfi Çakan, Hurafeler ve Batıl İnanışlar, Rağbet Yayınları