Ezan Sesi Tüm Dünyada Duyulsun!

Özgürlükçü ve demokratik olduklarını iddia eden Avrupa ve yaşanan hadiseler ile gündeme gelen Yeni Zelanda gibi ülkeler söz konusu Müslümanlar ve hakları olunca ne yapıyor? Haberimizin detayında...

Türkiye’de Hristiyanlar azınlık olarak yaşamasına rağmen kiliselerin olduğu yerlerde, kilise çanını duymak mümkün. Fakat Avrupa’daki cami hoparlörlerden ezan sesi duymak neredeyse mümkün değil. Daha birkaç hafta önce 50 Müslüman kardeşimizin şehit edilmesinden sonra Yeni Zelanda devlet televizyonundan ezan canlı olarak okundu, fakat bir sefere mahsus. Bu ülkede ve diğer ülkelerde ezan sesleri neden kalıcı olmasın? Başta Avrupa olmak üzere Yeni Zelanda gibi özgürlükçü olduğunu iddia eden (!) ve Müslümanların azınlık olarak yaşadıkları ülkelerde neden ezan seslerine izin verilmiyor? Ezan sesini duyunca Müslüman olan bir çok insanın olduğunu biliyoruz. Avrapa'da ezan seslerinin duyulmaması ve açıktan okunmasına izin verilmemesinin en büyük sebebi, orada yaşan insanların  Müslüman olmasından ve İslam'a yakınlaşmasından korkmalarıdır.

Siz de Yeni Zelanda’da, Avrupada, Amerika’da vb. tüm dünyada ezan seslerinin yükselmesini ve hidayetlere vesile olmasını istiyorsanız haberimize destek verin.  Nitekim Peygamber- sallâllâhu aleyhi ve sellem-  Efendimiz, hidayete vesile olma hususunda Hz. Ali Efendimize şöyle buyumuşlardır:

“Ey Ali! Allâh’ın senin elinle bir kişiyi hidâyete erdirmesi, senin için üzerine güneşin doğduğu her şeyden daha hayırlıdır.” (Hâkim, Müstedrek, III, 690)

AVRUPA'DA EZAN SESİ

Almanya’da Zeit gazetesinin araştırmalarına göre 2.750 cami var. Ülkedeki ezanların yaklaşık 30 tanesinde hoparlörlerden okunan ezanla namaza çağrılıyor. Ülkede her gün üç vakit ezan okuyan camiler olduğu gibi, her gün yalnızca öğle ezanını ya da yalnızca cuma günleri öğle ezanını okuyan camiler de var.

Avusturya’da ezan 300 Caminin 2’sinde okunabiliyor. Bu ezanlar da yalnızca Cuma namazı için okunabiliyor. Ülkede İslam kamu tüzel kişiliğine sahip olmasına rağmen camilerde ezan okunması büyük oranda yerel halkın insafına bağlı.

Belçika’da 300’e yakın caminin çok azında ezan okunabiliyor. Belçika’da ezan yasal ses sınırı olan 55 desibeli geçmemek zorunda.

Birleşik Krallık’ta ezan, ancak yoğun Müslüman nüfusa sahip muhitlerde, diğer durumlarda ise ancak yerel halkın izni durumunda okunabiliyor. Danimarka'da yaklaşık 300 bin Müslüman yaşıyor ve henüz hiçbir cami ezanı dışarıya ses verecek şekilde hoparlörle okumuyor. Fransa’da ezan 3.000 cami içinde 80 minareli cami olmasına rağmen bunlar arasında ezan okuyan tek bir cami bile yok.

Hollanda’da ezan Ülkede ezan, hem Hollanda Anayasası, hem de Kamusal Bildiri Yasası kapsamında ele alınıyor. 1987 yılında ezanı kilise çanıyla eşit sayan bir yasal düzenleme onaylanmıştı. Ülkede ulusal bazda ezanı vakit ya da ses yüksekliği olarak kısıtlayan düzenlemeler olmasa da, yerel otoriteler daha kısıtlayıcı olabiliyor. Örneğin Amsterdam’da ezan sadece cuma günleri okunuyor.

İspanya’da ezan içeriye veriliyor, dışarıya okunmuyor. Madrid Camii’nin bulunduğu semtteki sivil kuruluşlar ezandan şikayetçi olunca ezan okunmasını yasaklamış.

İsveç’te ezan 2013 yılından itibaren okunmya başlandı fakat yine de Minareden ezan okunabilmesi için bölge sınırları içinde kalan emniyet müdürlüğünden de izin alınması gerekiyor. Bu sayıların da ortaya koyduğu gibi Avrupa’da birçok ülkede minarelerin sayısı, ezan okunan camilerin sayısından daha fazla. Hatta birçok cami, “içinde ezan okumamak kaydıyla” minare yapımına izin alabiliyor.    

İslam ve İhsan

EZAN NE İFADE EDER?

Ezan Ne İfade Eder?

YENİ ZELANDA’DA 50 MÜSLÜMANIN ŞEHİD EDİLDİĞİ CAMİ İSLAM KÜLTÜR MERKEZİ OLSUN!

Yeni Zelanda’da 50 Müslümanın Şehid Edildiği Cami İslam Kültür Merkezi Olsun!

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.