Eyyub El Ensâri Türbesi'nin Restorasyonu Tamamlandı

Türkiye'nin en çok ziyaret edilen dini mekanlarından biri olan Ebu Eyyub El Ensari Türbesi’nin 3 senedir devam eden restorasyon çalışmalarında sona gelindi.

TÜRBE 8 MAYIS’TA AÇILACAK

İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından sürdürülen restorasyon ve tadilat çalışmaları tamamlandı. Eyüp Sultan Türbesi 8 Mayıs tarihinde Cumhurbaşkanı’nın da katılacağı bir törenle kapılarını ziyaretçilerine açacak.

‘ÇOK TİTİZ BİR ÇALIŞMA YAPILDI’

Eyüp Belediye Başkanı Remzi Aydın, “Türbemizin Büyükşehir Belediyemiz tarafından 3 yıldır tadilatı devam ediyordu. Artık çok şükür bu hizmet tamamlandı. Eyüp Sultan Türbesi tarihinin gördüğü en büyük restorasyonu yaşadı. İlk defa bu sefer Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekten çok titiz bir çalışmayla, ilk yapıldığı zamandaki orijinal mimarisine, dokusuna, özelliklerine uygun bir restorasyon yapıldı.

13a5uy3

Onun için çok titiz bir çalışma yapıldı. Çok değişik yerlerden çiniler getirildi. Çok incelikli bir çalışmayla bire bir orijinalleri yapıldı. Bu da haliyle nitelikli, kaliteli bir çalışma olduğu için epey zaman aldı. İnşallah bundan sonra çok uzun yıllar restorasyon ihtiyacı olmadan türbemiz faaliyette olacak. İnşallah kalıcı olacaktır” dedi

 ‘EYYUB EL ENSÂRİ’NİN HİZMETKÂRLARIYIZ’

Eyüp Sultan türbesi ziyaretçilerinin her geçen gün arttığını ifade eden Başkan Aydın, “Eyüp Sultan gerçekten çok popüler bir beldemiz. Biz de Eyyub El Ensari’nin hizmetkârlarıyız.

11_20090313101128

Eyyub El Ensari aylarca Peygamber Efendimize ev sahipliği yapmış, onu evinde ağırlamış ve daha sonra arkadaşlık yapmış, dostluk yapmış bir sahabi. Biz bu ensar geleneğini sürdürmek istiyoruz, Eyüp Sultanlı olarak, Eyüp Belediyesi olarak, Eyüplüler olarak beldemize gelen herkese misafirperverlik yapmak, onları en iyi şekilde ağırlamak istiyoruz. Böyle bir kültürümüz, böyle bir geleneğimiz olsun istiyoruz” diye konuştu.

 

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.