Eşhedü Enla İlahe İllallah ve Eşhedü Enne Muhammeden Abduhu ve Resuluhu Anlamı

Eşhedü enla ilahe illallah ve eşhedü enne muhammeden abduhu ve resuluhu kelimesinin anlamı nedir? Kelime-i şehadetin anlamı, Arapça yazılışı ve Türkçe okunuşu...

İslâm’ın beş şartından birincisi ve en mühimi olup, İslâm’a girişin temel şartı ve ilk harcıdır. Diğer ibâdetler bu temel üzerine kurulur. “Ben şahâdet ederim ki, Allah’tan başka ilah yoktur, yine ben şahâdet ederim ki, Muhammed O’nun kulu ve Rasûlü’dür” cümlesiyle ifâde edilir.

Eşhedü enla ilahe illallah ve eşhedü enne muhammeden abduhu ve resuluhu anlamı nedir? Kelime-i şehadeti okumanın fazileti ve anlamı...

EŞHEDÜ ENLA İLAHE İLLALLAH VE EŞHEDÜ ENNE MUHAMMEDEN ABDUHU VE RESULUHU (KELİME-İ ŞEHADET) OKUNUŞU VE ANLAMI

  • Kelime-i Şehadetin Arapça Okunuşu:

اَشْهَدُ اَنْ لاَ اِلهَ اِلاَّ اللهُ وَاَشْهَدُ اَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ

  • Kelime-i Şehadetin Türkçe Okunuşu:

"Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resulühü"

  • Kelime-i Şehadetin Anlamı:

“Şahitlik ederim ki Allah’tan başka ilâh yoktur ve yine şahitlik ederim ki Muhammed (s.a.v) O’nun kulu ve rasûlüdür”

KELİME-İ ŞEHADET OKUNUŞU - FATİH ÇOLLAK

KELİME-İ ŞEHADET GETİREN KİŞİ MÜSLÜMAN OLUR

Bir kimse “Şahitlik ederim ki Allah’tan başka ilâh yoktur ve yine şahitlik ederim ki Muhammed (s.a.v) O’nun kulu ve rasûlüdür” diye kelime-i sehâdet getirmek sûretiyle Allah’ın birliğini ve Hz. Muhammed’in peygamberliğini kabul ederse Müslüman olur. Bunun herhangi bir törenle veya dinî bir kurumun huzûrunda gerçeklestirilmesi gerekmez.

Kelime-i Şehadet-i söyleyen kişi müslüman ve İslam toplumunun bir üyesi olur. Artık İslâm hukukunun müslümanlara tanıdığı tüm haklara sahiptir. Eğer müslümanlarla savaş halindeki bir toplumun üyesi (harbi) ise dokunulmazlık kazanır. Öldürülemez, esir edilemez, mal varlığına el konulamaz. Hiç kimse Kelime-i şehadet’i söylemeye zorlanamaz; zorlanan kişinin şehadeti geçerli sayılmaz. Buna karşılık kendiliğinden şehadet getiren kişiden girdiğini ilan ettiği İslâm’ın tüm kural ve gereklerini öğrenmesi, yerine getirmesi beklenir.

Kelime-i şehâdet getiren kimsenin İslâm’ı kabul ettiğine hükmolunur. Daha sonra ondan namaz, oruç, zekât gibi dinin temel hükümlerini yerine getirmesi istenilir. Bunların en başında gelen namazdır. Çünkü Peygamber Efendimiz çeşitli yerlere gönderdiği valilerlerine, gittikleri yerin halkına kelime-i şehâdetten sonra namaz kılmalarını istemelerini emretmiştir. Sonra dinin diğer esasları istenilir.

İslam ve İhsan

KELİME-İ ŞEHADETİN DÖRT İSPATI

Kelime-i Şehadetin Dört İspatı

KELİME-İ ŞAHÂDET GETİRMENİN FAZİLETİ

Kelime-i Şahâdet Getirmenin Fazileti

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • Amenna ve saddakna

    • ya ben 4. sınıfım ama anlayamdım anlamı ve kendisini atar mısınız

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.