Erken Yaşta Süt Dişi Kaybını Önlemek Mümkün

Yapılan araştırmalar, çocukların çoğunun diş çürüğü ve diş eti enfeksiyonuna sahip olduklarını gösteriyor. Çocuklarda erken yaşta çok sayıda süt dişi kaybı yaşanıyor.

Diş Hekimi Pertev Kökdemir, ‘Erken yaşta diş kaybına sebep olan faktörlerin başında dişleri doğru fırçalamama kadar yanlış beslenme de geliyor. Çocuklar abur cubur yemek istediklerinde onlara peynir, süt veya ayran verin.’ diyerek aileleri uyarıyor.

HAVUÇ, BROKOLİ VE SALATALIK TERCİH EDİLMELİ

Avustralya Royal Hospital’da 2014'te yapılan incelemede bin çocuğa genel anestezi altında diş çekimi yapıldığı ve bunların 178’inin 3 yaş ve altında olduğu saptandı. Bütün bunlar ailelerin, çocuklarının ağız sağlığına dikkat etmeleri konusunda ilgi uyandırdı.

Yapılan araştırmalar sonucunda çocuklara, tüketmemeleri gereken besinlerin bir listesi oluşturulmuş ve bunlara alternatif besinler sunulmuş. Uzak durulması gereken besinler; asitli içecekler, hazır meyve suları, kuru yemişler, karbonhidratlı besinler, şeker ve tatlılar, enerji içecekleri ve draje vitaminler. Bunlara alternatif olarak; meyve dilimleri ile görsel olarak zenginleştirilmiş içme suları, C vitamininden zengin taze meyveler, diş üzerindeki plağın sıyrılmasına yardımcı olan çiğ sebzeler, folik asitten zengin havuç, brokoli, salatalık gibi gıdalar, kafein içermeyen ayrıca diş eti hastalıklarına karşı antienflamatuar etkileri olan içecekler tercih edilmelidir denilmiştir. Gereksiz şeker, gıda boyası ve ek maddeler içeren draje vitaminlerin yerine ise; ksilitolle tatlandırılmış, dişlerin üzerine yapışmayan ve ağızda kolayca eriyen vitaminler uygun bulunmaktadır.

ÇENE GELİŞİMİNİ BOZABİLİR

Kökdemir: “Günümüzde çocuklarda diş çürüğü görülme oranı her gün artış gösteriyor” diyerek özellikle aileleri uyarıyor. Ayarıca “Ebeveynler tarafından süt dişleri için ‘Nasıl olsa yerine yenileri gelecek’ diye düşünülüyor. Oysaki süt dişlerindeki çürükler tedavi edilememekte ve erken yaşta süt dişi kayıpları görülmektedir. Tedavi edilmeyen süt dişi çürükleri ağrı, kötü koku, beslenme bozukluğu ve çiğneme zorluğu gibi sorunlara yol açar. Ayrıca ilerleyen yıllarda çocuğun çene gelişimindeki bozukluklara ve genel sağlık problemlerine de sebep olabilir. Bu nedenle çocukların diş tedavileri ertelenmemeli, onlara iyi bir ağız hijyeni kazandırmalı ve beslenme alışkanlıkla düzenlenmelidir” diye ilâve ediyor

“Diş çürüğünün önlenmesinin yanında sağlıklı diş gelişimi için çocukların sağlıklı bir beslenme programına ihtiyaçları vardır” diyen Kökdemir, “Karbonhidrat ağırlıklı beslenen çocuklar çürük oluşumu açısından risk altında olduğu gibi nişastalı gıdaların da diş yüzeyine yapışması çürük oluşumuna ortam hazırlar” diyerek ikaz ediyor.

 

PEYNİR DİŞİ ÇÜRÜKTEN KORUR

Kökdemir, süt dişlerin korunabilmesi için sağlıklı bir beslenme programının uygulanması gerektiğini belirtiyor. Kökdemir; “Cips, şekerleme, bisküvi gibi hazır gıdaların tüketimini olabildiğince engellemeli. Bunların yerine ara öğünlerde ya da okul için yapılan beslenmelerde ev yapımı kek ve poğaçalar, vitamin, kalsiyum ve protein içeriği yüksek aynı zamanda diş çürüğünden korunmada yardımcı taze meyve, fındık, ceviz, kuru kayısı gibi yiyecekler tercih edilmelidir. Asitli içecekler ve hazır meyve suları yerine; taze sıkılmış meyve suları, süt ve ayran gibi içeceklerin tüketimi için çocuklar motive edilmelidir.

Ağız-diş sağlığının devamlılığı için havuç, lahana, brokoli gibi sebzelerle balık, tavuk, et gibi gıdaların tüketilmesine özen gösterilmelidir. Çikolata ya da tatlılar genellikle ana öğünden sonra ve az miktarda verilmelidir. Ayrıca asidik olan ağız ortamını bazik hale getirmede ve dişlerin temizlenmesinde önemli rol alan bir yiyecek olan peynirin, özellikle dişlerin fırçalanmadığı durumlarda en son yenmesinin diş çürüğünden koruma etkisi büyüktür. Bundan dolayı çocukların beslenmesinde peynir tüketimi göz ardı edilmemelidir” diyerek aileleri bu konuda bilinçlenmeye de davet ediyor.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.