Erkam Radyo’da Büyük Azim Örneği

Erkam Radyo’nun sevilen yarışma programı Damladan Deryaya bu hafta çok özel ve azimli yarışmacılar ağırladı.

Ankara’da ikamet eden görme engelli Rami Turgut ve Bayram Turgut kardeşler işlerinden izin alarak, görme engellerini de hiçe sayarak örnek bir azimle sadece programa katılmak ve programcılarla tanışmak gayesiyle İstanbul’a  gelerek  Erkam Radyo’yu ziyaret ettiler.

Damladan Deryaya yarışma programı ile yaklaşık 6 ay önce tanıştıklarını söyleyen Turgut kardeşler;  ‘Görme engelliler için radyo en yakın arkadaştır,  biz Damladan Deryaya yarışma programını kendimize çok yakın bir arkadaş olarak görüyoruz ve her hafta heyecanla dinlediğimiz programın heyecanına biz de ortak olmak, yarışmanın sunucuları Rasih Turan ve Doğuhan Akın ile tanışmak istedik.’ dediler.

erkam_radyo_gorme_engelliler

Rasih Turan’ın yemek muhabbetlerinde hep kendinden geçtiğini dolayısıyla onu zihninde hep kilolu bir sunucu olarak tasarladığını söyleyen Rami Turgut, ama Rasih kardeşime sarıldığımda durumun zihnimde tasarladığım gibi olmadığını fark ettim, renkli sunumlarından dolayı iki sunucu da bizim çok yakın arkadaşımız oldu. Bu programda yarışmak kendime olan özgüvenimi artırdı. Hem öğreten hem eğlendiren bu programda emeği geçen herkese teşekkür ederim, dedi.

erkam_radyo_gorme_engelliler2Damladan Deryaya yarışma programı sunucularından Rasih Turan “Turgut kardeşlerin, görme engellerine rağmen 12 yaşındaki Yusuf’u gören göz kılarak Ankara’dan gelip yarışmamıza katılmaları ve Erkam Radyo ailesiyle tanışma arzuları gerçekten büyük bir azim örneğidir. Her hafta onların hayal dünyalarına konuk olduğumuzu bilmek bizim için oldukça duygusal bir süreç ve büyük bir mutluluk vesilesi” dedi.

Program kaydından sonra yemek ikram edilen Turgut kardeşler günün akşamında Hızlı Tren ‘le Ankara’ya uğurlandı.

Program yayınını 27 Mart Pazar günü 20.00’de Erkam Radyo’da dinleyebilirsiniz.

 

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.