Engelliler İçin Akıllı Akülü Sandalye Geliştirdi

Bilgisayar Mühendisi Mustafa Onur Aydın, MS hastası teyzesinden etkilenerek hazırladığı ve TÜBİTAK'tan destek alarak geliştirdiği projeyle ses ve kafa hareketleriyle kontrol edilebilen akülü tekerlekli sandalye yaptı.

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Tekno-Girişim Sermaye Desteği Programı kapsamında 2013 yılında Fırat Teknokent bünyesinde şirket kuran Aydın, yaklaşık 2 yıl süren Ar-Ge çalışmalarının ardından hayata geçirdiği "Akıllı Çok Fonksiyonlu Kontrol Edilebilen Akülü Tekerlekli Sandalye" projesiyle TÜBİTAK'tan destek almaya hak kazandı.

Akıllı akülü tekerlekli sandalyenin prototipini yapan 26 yaşındaki Aydın, geliştirdiği ürünle yürüme engelli insanların hayatını kolaylaştırmayı hedefliyor.

Aydın, akıllı tekerlekli sandalye projesi ile el ve ayaklarını kullanamayan ya da vücut hareketleri büyük oranda kısıtlı engellilerin günlük hayatta karşılaştıkları zorlukları en aza indirecek bir tekerlekli sandalye yapmayı amaçladıklarını belirtti.

Üniversiteden yeni mezun biri olarak girişimciliğe adım atarken önünde birçok proje fikri olduğunu anlatan Aydın, MS hastası teyzesinin günlük hayatta yaşadığı zorlukları görerek engellilerin toplumsal sorunlarına çözüm sağlayacak akıllı tekerlekli sandalye projesini hayata geçirdiğini ifade etti.

Aydın, şöyle devam etti: ''Geliştirdiğimiz akıllı sandalye ile kullanıcının sesle komutlar vererek tekerlekli sandalyenin hareketini sağlamasının yanı sıra kafa ya da belirli eklem bölgelerinin hareketiyle de sandalyenin hareketini sağlayabiliyor. Ayrıca kullanıcı, dokunmatik ekrana dokunarak da tekerlekli sandalyenin kontrolünü sağlayabiliyor. Bizim buradaki amacımız mevcut tekerlekli sandalyelere göre daha teknolojik ve aynı maliyetlerde bir ürün geliştirerek tüm engellilerin hayatını kolaylaştırmak. Bu fonksiyonlarının yanında ürünümüzde sesle cep telefonu araması, mesajlaşma, internete girebilme, sosyal ağları ve metin editörünü kullanabilme gibi bir çok fonksiyonel özellik mevcut.''

DÜNYADA TEK OLAN BİR ÜRÜN

Aydın, sağladığı kolaylıklar ve avantajlardan dolayı ses kontrol yazılımlarının teknolojinin her alanında kullanımının giderek yaygınlaştığını dile getirdi. Sesle kontrol edilebilen akülü tekerlekli sandalyelerle ilgili denemeler yapıldığını ancak önemli bir başarıya imza atılamadığını aktaran Aydın, ortaya koydukları ürünün sesle kontroldeki başarısının yanı sıra diğer fonksiyonel özellikleri ile dünyada benzerinin olmadığını savundu.

Aydın, ''Şu an itibariyle hem ülkemizde hem de dünyada bu başarıyla ses işleyebilen ve bu kadar çok fonksiyonu olan aynı zamanda kafayla kontrol edilebilen sandalye olma anlamında ürünümüz ilk olma niteliği taşıyor. Yenilikçi ve dünyada tek olan bir ürün. Bu açıdan ürünün insanlara ulaşması birçok kişinin hayatını kolaylaştıracaktır.'' dedi.

YURT DIŞINDAN DA TALEP VAR

Akıllı sandalyenin seri üretimi için bazı firmalar ile görüştüklerine işaret eden Aydın, engelli insanların hayatını kolaylaştıracak bu ürünü bir an önce piyasaya sunmak istediklerini vurguladı.

Ürünün patent başvurusunu da yaptıklarını ve sadece yurt içinden değil, yurt dışından da talep aldıklarını bildiren Aydın, şunları söyledi:

''Bunun yanı sıra ürünümüzde İngilizce ve Almanca dil seçenekleri de mevcut. Bu sayede ürünü yurt dışına da açılabilmesini istiyoruz. İlerleyen dönemlerde farklı dil çalışmalarımız olacak. Şu an Portekizce ile ilgili bir ön çalışmamız mevcut, yurt dışından bu konuyla ilgili bir talep geldiğinden dolayı. Bizim amacımız bu ürünün kısa sürede engellilere ulaştırılarak onların hayatını kolaylaştırmak.''

Ülkede birçok genç girişimcinin farklı projeler üzerinde çalışarak yenilikçi ürünler ortaya koyduklarını belirten Aydın, özel sektördeki üretici firmaların bu tarz ürünlere değer vererek kullanıcıya ulaşması noktasında destek vermeleri gerektiğini kaydetti.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.