Engelli Öğrenciler Yarıyıl Tatilinde Umreye Götürülüyor

Diyanet İşleri Başkanlığı, Türkiye Diyanet Vakfı işbirliğiyle 100 engelli öğrenciyi umreye götürüyor.

Diyanet İşleri Başkanlığı, başarılı 100 engelli öğrenciyi, Türkiye Diyanet Vakfıişbirliğiyle yarıyıl tatilinde umreye götürüyor.

Diyanet İşleri Başkanlığı Sosyal ve Kültürel İçerikli Din Hizmetleri Dairesi Başkanlığından alınan bilgiye göre, Türkiye'nin farklı illerinden okullarında başarılı olan ve yaşları 15-18 arasında değişen 100 engelli öğrenci, bu gece umre için Suudi Arabistan'a uçacak.

Yarıyıl tatili döneminde, "Başarılı Engelli Öğrencilere Yönelik Umre Programı" bu yıl ilk kez düzenleniyor. Programın tüm masrafları başkanlık ve Türkiye Diyanet Vakfınca karşılanıyor. Programın amaçları ise engellilerin manevi gelişimine katkıda bulunmak, eğitim ve öğretime katılımlarını teşvik etmek, dini sorumluluklarını yerine getirmelerinde motivasyonlarını arttırmak ve başarılı olanları ödüllendirmek olarak sıralanıyor.

Başarılı engelli öğrenciler, müftülükler aracılığıyla belirlendi. İl ve ilçe müftülükleri, şehirlerindeki ilgili kurum, kuruluş ve sivil toplum kuruluşlarıyla koordineli çalışarak, ülke genelinden 100 başarılı engelli öğrenciyi tespit etti.

Diyanet İşleri Başkanlığı, engellilerin dini vecibelerini engelsiz bir şekilde yerine getirmelerini sağlamaya çalışıyor. Engellilere manevi destek ve dini danışmanlık hizmetleri sunuyor. Başkanlığın engellilere yönelik çalışmaları, 2012 yılı Camiler Haftası temasının "Engelsiz Cami, Engelsiz İbadet" olarak belirlenmesi ile önemli bir ivme kazanmıştı.

Engelliler İdaresi Başkanlığı'nca yapılan bir araştırmaya göre, Türkiye nüfusunun yüzde 12,3'ünü engelli vatandaşlar oluşturuyor.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.