En Uzun Orucu Tutuyorlar

İzlanda'da oruç yaklaşık 22 saat sürüyor. İmam Uvlani, "Her ne kadar saatler uzun olsa da Müslümanlar burada bir araya geldiğinden orucun uzunluğunu hissetmiyorlar." dedi.

Atlas Okyanusu'ndaki ada ülkesi İzlanda'da yaşayan Müslümanlar, yaklaşık 22 saatle en uzun orucu eda ediyor.

Yaklaşık bin 500 Müslüman'ın yaşadığı ülkede, oruçlar neredeyse gece yarısı açılıyor. İmsakın yerel saatle 02.00 civarı olduğu ülkede oruç yaklaşık 22 saat sürüyor. Ancak Müslümanlar, bu durumdan hiç de şikayetçi değil.

Başkent Reykjavi̇k'teki camiler, Ramazan'ın başlamasıyla iftar yapılan mekanlara dönüşüyor. Cami olarak da hizmet veren İzlanda İslam Vakfı'nda iftar için bir araya gelenler, saat 23.48'de ezanın okumasıyla önce su içip, vaktin geçmemesi için hemen akşam namazlarını kılıyor.

Namazın ardından birlikte hazırlanan yemekler, masalara dağıtılarak iftara geçiliyor. Aralarında yıllardır İzlanda'da yaşayanların yanı sıra yeni gelen sığınmacıların bulunduğu farklı ülkelerden Müslümanlar, yan yana iftar yapıyor. Kaşık seslerine sohbetlerin eşlik ettiği iftar, sadece açlığa son vermiyor, ülkelerinden uzaktaki Müslümanların ruhlarını da doyuruyor.

"İLK GÜNLER ZORLANIYORLAR SONRA NORMALE DÖNÜYORLAR"

Fas asıllı İmam Abdülaziz Uvlani, "Her ne kadar saatler uzun olsa da, Müslümanlar burada bir araya geldiği için orucun uzunluğunu hissetmiyorlar. Çünkü burada bir aile gibiyiz. Gündüz saatlerinde buraya geliyorlar, Kur'an-ı Kerim okuyorlar, ibadet ediyorlar, yemekleri hazırlıyorlar. İftar zamanını düşünmüyorlar bile. İlk üç gün zorlanıyorlar ama sonra normale dönüyorlar." dedi.

22 SAAT ORUÇ TUTUYORLAR

Pakistanlı öğrenci Furkan Khan da, "Ülkemle kıyaslayacak olursak oruç oldukça uzun, yaklaşık 22 saat sürüyor. Hava çok iyi. Şimdilik gayet iyi, tadını çıkarıyoruz." diye konuştu.

Dört senedir İzlanda'da yaşayan 32 yaşındaki Pakistanlı İmran Hüseyin de "Oruç çok uzun, 22-23 saat kadar. Uzun sürse de çok hoşumuza gitti. Bu benim buradaki 4. Ramazan'ım." ifadesini kullandı.

Yine 24 yaşındaki Pakistanlı sığınmacı Zain Naseem, "Bu benim İzlanda'daki ilk Ramazan'ım. İlk kez olduğu için çok zorlandım. Ancak önümüzdeki yıllarda, böyle uzun saatlere alışmam gerekecek." dedi.

"BENİM İÇİN EN İYİ RAMAZAN"

İzlanda'ya yeni gelenlerden Pakistanlı Muhammed Aziz, "Benim için en iyi Ramazan. Tüm gün oruç tutuyoruz. Gece de ibadet ediyoruz. Allah'tan orucumuzu ve yaptıklarımız kabul etmesini diliyoruz." dedi.

15 aydır İzlanda'da yaşayan Sırbistanlı Enes İbrahimoviç, iftar zamanını beklerken bazen evde bir şeyler yaptığını, bazen de camiye gittiğini dile getirerek, "Her zamanki gibi namaz kılıyoruz, Kur'an-ı Kerim okuyoruz, elhamdülillah çok iyi gidiyor. İftara kadar vakit öldürmeye çalışıyorum." ifadesini kullandı.

İzlanda'ya sığınmacı olarak gelen Lübnanlı İmad Et-Türk de Ramazan'ın camiler dışında hissedilmemesinden şikayet ederek, "Sadece bu camide Ramazan'ı hissediyoruz. Maalesef dışarıda Ramazan'ı hissedebileceğiniz hiçbir yer yok." değerlendirmesini yaptı.

80'İ TÜRK 1500 MÜSLÜMAN YAŞIYOR

İzlanda, en az Müslümanın yaşadığı ülkeler arasında yer alıyor. Sayıları bin 500'ü bulan Müslümanlar, 330 bin kişilik İzlanda nüfusunun yaklaşık yüzde 0,5'ini oluşturuyor. Ülkede yaşayan Müslümanların çoğunluğunu sığınmacılar oluşturuyor.

İzlanda en az Türk'ün yaşadığı ülkelerden. Dışişlerine göre, ada ülkesinde 80 civarında Türk vatandaşı ikamet ediyor.

İzlanda'dan bahseden en eski İslami kaynak olan Muhammed El İdrisi'nin 12. yüzyılda kaleme aldığı Nüzhetü'l-Müştak fi İhtirakı'l-Afak'ta, ülkenin Kuzey Denizi civarında olduğu belirtiliyor.

Vikinglerin ticari faaliyetleri nedeniyle Müslümanlarla Ortaçağ'da temas kuran İzlandalılar, 1000'li yıllarda Hıristiyan olduktan sonra Kudüs'e yaptıkları seyahatlerde Müslümanlarla daha fazla etkileşim içine girdiler.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.