En Sıcak Gezegen Keşfedildi

Şimdiye kadar bilinen en sıcak gezegen keşfedildi. Dünya'dan yaklaşık 650 ışık yılı uzaklıktaki gezegenin yüzey sıcaklığının 4 bin 300 derece olduğu tespit edildi.

Gök bilimciler, şimdiye kadar bilinen en sıcak gezegeni keşfetti.

"Nature" dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, Jüpiter'e benzeyen, "KELT-9b" adı verilen gezegenin yüzey sıcaklığı gündüz vakti 4 bin 300 dereceye ulaşıyor.

Bu sıcaklık, Samanyolu galaksisindeki birçok yıldızın yüzey sıcaklığından daha fazla. KELT-9b'nin sıcaklığı, yüzey sıcaklığının 5 bin 500 dereceyi bulduğu Güneş'ten ise bin 200 derece az.

Sıcaklık nedeniyle atmosferinde su ve karbondioksit gibi moleküllerin var olamadığı KELT-9b, KELT-9 yıldızının yörüngesindeki dönüşünü 1,5 Dünya gününde tamamlıyor. Jüpiter'den 2,8 kat daha büyük gezegenin öz kütlesi ise Jüpiter'in yarısı kadar.

DÜNYA'DAN YAKLAŞIK 650 IŞIK YILI UZAKLIKTA

Dünya'dan yaklaşık 650 ışık yılı uzaklıktaki gezegen, yörüngesinin darlığı nedeniyle tıpkı Dünya'ya hep aynı yüzünü gösteren Ay gibi yıldızına sadece bir tarafını gösteriyor.

Arizona eyaletinin güneydoğusundaki Winer Gözlemevi'nde bulunan KELT teleskobu kullanılarak keşfedilen KELT-9b'nin yörüngesinde döndüğü KELT-9 yıldızının da Güneş'ten iki kat büyük ve iki kat daha sıcak olduğu belirlendi.

KEŞFEDİLEN TÜM GEZEGENLERDEN FARKLILIK GÖSTERİYOR

Araştırmayı yöneten Ohio Üniversitesi Astronomi Bölümünden Prof. Dr. Scott Gaudi, "KELT-9b, kütle açısından diğer gezegenlere benziyor ancak atmosferine bakıldığında şimdiye kadar keşfedilen tüm gezegenlerden farklılık gösteriyor." dedi.

Vanderbilt Üniversitesi Astrofizik Bölümünden Prof. Dr. Keivan Stassun da "KELT-9 o kadar çok ultraviyole radyasyon yayıyor ki gezegeni tamamen buharlaştırabilir. Bu yüzden KELT-9b'nin çekirdeği katı kayalardan oluşuyor." diye konuştu.

Kaynak: yenisafak.com

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.