En Mükemmel Muallim

Muhterem Osman Nuri Topbaş Hocaefendi'nin kaleme aldığı iki yeni kitap "Kutlu Doğum"a özel basıldı.

O’NUN -sallâllâhu aleyhi ve sellem- EĞİTİM LİSÂNI

Peygamber Efendimiz’in eğitim lisânını anlatıldığı eserde Efendimiz'in eğitim usûlleri sıralanıyor.

Cenâb-ı Hak, Son Peygamberine en büyük mucize olarak "Kelâmullah"ı bahşetti.

Kur'ân-ı Kerim; fasâhat ve belâgatiyle nazil olduğu çağdan kıyamete kadar, cümle edebiyat erbabına meydan okudu. Onun karşısında en merhametli lisan erbabı bile aciz kaldı.

Cenâb-ı Hak, Resûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz'e yardım olarak cevamiu'l-kelim hususiyeti, yani az sözle çok mânâ ifade etme kudreti bahşetti.

onun__egitim_lisani

Efendimiz  -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ashâbını ilahi kelam ile feyiz dolu sohbetiyle, güller açan lisanıyla tesbih etti.

Çünkü; Din dille öğretilir. Dil ile tesir edilir. Yaşayan bir kalbe dil tercüman olur.

Cenâb-ı Hak, bizden bir Kur'3an lisanı istiyor. Bu lisanın en güzel, en muşahhas örneği Fahr-i Kainat -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz'in ümmetine tevdi ettiği lisandır. O'nun ab-ı hayat hükmündeki hadis-i şeriflerindeki lisandır. O'nun lisanı; en güzel, en zarif ve en latif, yani gönüllere huzur tevzî eden lisandır.

Bu kitapçıkla, o muhteşem lisandan ve o lisanın bilhassa eğitici, terbiye edici hususiyetlerinden bir hulâsa olmak üzere kaleme alındı.

Unutmamalı ki; Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-'in eğitim lisanını ve tebliğ usûllerini tahsil ve tatbik etmek, hepimizin vazifesidir.

O’NUN -sallâllâhu aleyhi ve sellem- EĞİTİM LİSÂNI, Osman Nuri Topbaş, Yüzakı Yayıncılık, 2015

Kitabı temin etmek için tıklayınız

O -sallâllâhu aleyhi ve sellem- NASIL ÖĞRETİRDİ?

Resûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz'i, bizzat Cenâb-ı Hak terbiye etti.  İnsanlığın terbiyesini de Rabbimiz Fahr-i Kainat Efendimiz'e tevdi buyurdu. O'nu rahmeten li'l-âlemin olarak gönderildi. İnsanlığa en müstesna insan terbiyecisi , en mükemmel muallim ve rehber olarak lutfetti.

Dolayısıyla; kendimizi ve nesillerimizi, Rabbimiz'in arzu buyurduğu kamil insan modelinde, razı olduğu bir kul kıvamında yetiştirebilmek hususunda muhtaç olduğumuz yegane usûl;

O'nun eğitim metodu, O'nun terbiye sistemi...

Zira; O -sallâllâhu aleyhi ve sellem- üsve-i hasenedir.

En alt seviyeden en üst kademeye kadar, kıyamete kadar devam edecek asırlara örnek şahsiyettir. O -sallâllâhu aleyhi ve sellem- insanda tecelli eden ilahi bir mûcizedir. O'nun tatbikatı, Rabbimiz'in talimatıdır.

O'nun terbiyesinin en güzel örneği de ashab-ı kiram hazretleridir. O sahabe-i kiram ise;

Tevhid mücadeleleriyle, meşakkatlere sabır ve tahammülleriyle, fedakarlıklarıyla, diğergamlıklarıyla, takva hassasiyetleri ve ihsan şuurlarıyla, İslam'ı yaşamak ve yaşatmak azimleriyle, güzel ahlaklarıyla Fahr-i Kainat -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz'e berrak birer ayna oldular ve Allah'ın rızasına eriştiler.

Onlar insanlık tarafından asla unutulmuyor. Fani hayatlarından sonra da kıssalarıyla gönüllerde yaşamaya devam ediyorlar.

o_nasil_ogretirdi

Kur'ân-ı Kerim, bize ashab-ı kiramı örnek gösteriyor ve rıza-yı ilahiye erişmek için, onlara ihsan üzere tabi olmamızı ferman buyuruyor.

Ashab-ı kiram, sözde değil, fiilde ve hâlde sahabi idi. Bizim de ashab-ı kiram gibi, Resulullah Efendimiz'in haliyle hallenebilmemiz zaruri..

Onları Resûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz terbiye etti. Bu usûlleri tahsil ve tatbik edebilirsek, biz de Efendimiz'in terbiyesine nail olmuş oluruz.

Bu eserde de hadis-i şeriflerden yola çıkarak, Efendimiz'in terbiye sistemi nakledilmeye çalışılıyor.

O -sallâllâhu aleyhi ve sellem- NASIL ÖĞRETİRDİ, Osman Nuri Topbaş, Yüzakı Yayıncılık, 2015

Kitabı temin etmek için tıklayınız

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.