Elleriyle Yürüyen Arzu Okullu Oldu

İzmir'de doğuştan iki bacağı kısa olan ve diz kapağı bulunmadığı için elleriyle yürüyen 12 yaşındaki Arzu Özbek, annesinin de vasiyeti olan "okuma yazmayı öğrenmek" için okula ilk adımı attı.

İzmir'de doğuştan iki bacağı kısa olan ve diz kapağı bulunmadığı için elleriyle yürüyen 12 yaşındaki Arzu Özbek'in okuma yazmayı öğrenmek için adım attığı okulunda elini bu kez öğretmenleri tuttu.

Karabağlar ilçesi General Kazım Özalp Mahallesi'ndeki iki odalı bir gecekonduda inşaat ustası babası ve ağabeyiyle güçlüklerle dolu bir yaşam süren ve imkansızlıklar nedeniyle okula gidemeyen Arzu Özbek'in en büyük hayalini gerçekleştirmek için İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü harekete geçerek imkanlarını seferber etti.

Aylarca baktığı yatalak annesi Elif Özbek'in ölümünün ardından onun vasiyetini gerçekleştirmek için okuma yazma öğrenmek isteyen Arzu Özbek, Limontepe Seniye Hasan Saray İlköğretim Okulu'na başladı.

Servis ile okuluna gelen Arzu Özbek, öğretmenlerinin elini tuttu, onların yardımıyla merdivenleri çıktı, özel eğitim sınıfına girdi ve okumayı öğrenmeye başladı.

OKULDA İLK GÜN HEYECANI YAŞADI

Az sayıdaki engelli öğrenci eşliğinde ve iki öğretmen gözetiminde ilk dersini alan Arzu Özbek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, artık yüzünün güldüğünü ve çok başarılı olacağına inandığını belirtti.

Evde eğitim şansının bulunmasına rağmen okulu tercih ettiğini, sınıf arkadaşlarıyla, öğretmenleriyle bir arada bulunmaktan çok mutlu olduğunu dile getiren Özbek, şöyle konuştu:

"Ben öğretmen olmak, öğrencilere her şeyi, yaşamı öğretmek istiyorum. Engellere takılmasınlar. Daha önce bazı okullar benim için uygun değildi, ezilebileceğimi düşündüler. Annem beni burada görse gurur duyardı. Ona söz verdim, okuyacağım diye. Öğretmenlerimi, arkadaşlarımı çok sevdim. Beni okula aldıkları için çok teşekkür ederim."

BABASININ GÖZÜ ARKADA KALMAYACAK

Baba Murat Özbek de kötü günler yaşadıklarını ama yaşama tutunmaya çalıştıklarını ifade etti.

Daha önce yatalak eşine bakmak ve evini geçindirmek için inşaatlarda çalıştığını, bu nedenle kızını okula götürüp getiremediğini kaydeden Özbek, ulaştırma ve okul sorununun çözülmesiyle rahatladıklarını, artık kızının cahil kalmayacağına inandığını söyledi.

Karabağlar İlçe Milli Eğitim Müdürü Ahmet Kaya da devletin engelliler konusunda çok hassas olduğunu hatırlattı.

Kaya, eğitimde kaybedecek tek bir birey bile bulunmadığını sözlerine ekledi.

ANNESİNİN VASİYETİ GERÇEK OLDU

Gebelik döneminde diyabet hastası olduğu tespit edilen anne Elif Özbek, yatağa bağımlı hale gelmiş, bir bacağı da kesilmişti.

Doğuştan engelli Arzu ve yatalak durumdaki annesine ilişkin haberlerin gazete ve televizyonlarda yer bulması üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla aileye yardım eli uzatılmıştı.

Tedavi gördüğü Buca Seyfi Demirsoy Devlet Hastanesindeki tüm müdahaleye rağmen anne Elif Özbek geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını yitirmişti.

Aylarca baktığı yatalak annesi Elif Özbek'in ölümünün ardından onun vasiyetini gerçekleştirmek için okuma yazma öğrenmek için okula başlayan Arzu Özbek, Limontepe Seniye Hasan Saray İlköğretim Okulu'na başladı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.