Elektronik Sigara Zararlı mı?

İstanbul Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ömer Fatih Ölmez, elektronik bile olsa sigaradan uzak durmak gerektiğini bildirdi.

Türkiye Akciğer Kanseri Derneği tarafından Antalya'nın Serik ilçesi Belek Turizm Bölgesi'ndeki bir otelde gerçekleştirilen 7. Ulusal Akciğer Kanseri Kongresi'nde gazetecilere açıklamada bulunan Ölmez, kasım ayının Türkiye'de akciğer kanseri farkındalık ayı olduğunu söyledi. Akciğer kanserine olan farkındalığın artması gerektiğine dikkati çeken Ölmez, akciğer kanserinde erken tanının önemli olduğunu kaydetti.

Akciğer kanserinin oluşmasındaki en önemli nedenin sigara kullanımı olduğuna işaret eden Ölmez, "Sigara kullanımı ile ilgili özellikle birtakım endüstriye pazarlama stratejileri insanların kafasını karıştırıyor. Özellikle bizim 'light' olarak bildiğimiz sigara paketlerinde bazı maddelerin az olduğunu gösteren ibareler bulunuyor. Bu ibareler insanlarda akciğer kanserine yakalanma riskini azaltacak gibi algı oluşturuyor. Light sigaraların akciğer kanserine yakalanma riskini azalttığına dair elimizde veri yok. Ne kadar uzun yıllar sigara içerseniz akciğer kanserine yakalanma riskiniz de o kadar artıyor." dedi.

ELEKTRONİK SİGARANIN ZARARI

Elektronik sigaraların da son dönemde çok kullanılmaya başlandığını anlatan Ölmez, şöyle konuştu:

"Elektronik sigaraların iyi tarafı var o da çevresindeki insanlara zarar vermemesidir. Çünkü su buharı çıkarıyor. İçen kişi ile ilgili 'normal sigaraya kıyasla daha az kanser yapar' diyebilmemiz için oldukça erken. Bununla ilgili elimizdeki veriler çok yetersiz. Elektronik Tbile olsa sigaradan uzak durmak gerekiyor. O elektronik sigara ile birlikte akciğerlerimize çektiğimiz kimyasal maddelerin akciğere neler yapabileceğiyle ilgili şimdilik ciddi bir veri eksikliğine sahibiz. İnsanların kafasında 'Bende kanser yapmaz. Bununla birlikte nikotin bağımlığına devam edebilirim' diye bir algı oluşmasın."

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.