Elektromanyetik Kirlilik İle Nasıl Başa Çıkılır?

Elektromanyetik kirlilik, yaşadığımız alanlarda bulunan elektrik akımı taşıyan kablolar, radyo frekans dalgaları yayan radyo ve televizyon vericileri, cep telefonu baz istasyonları, yüksek gerilim hatları, trafolar, mikrodalga yayan ev aletleri vb. şeylerin, insan ve diğer canlılar üzerinde bozucu etkiler oluşturduğu “elektromanyetik alanlar” dır. Size, şehirden çok uzakta bir ormanda havanın kirli olduğunu söyleseler herhalde inanmazsınız.

Dr. Sinan Akkurt'un verdiği bilgilere göre, şehir hayatında kullanılan elektronik cihazlar, kablosuz internet, elektrikli ulaşım ağları nedeniyle insanlar Giga Hertz'lere varan oranda elektromanyetik akım yükleniyor. Oysa insan vücudunun kaldırabildiği fizyolojik frekans aralığı ortalama 10 Hertz. Kaldırabildiğinin 1000 misli yükün altına giren beden hücresel stres yaşıyor. Bu durum, kronik yorgunluktan kansere kadar pek çok hastalığı tetikleyebiliyor.

Biorezonans kitabında sağlıklı hayat için tavsiyeler paylaşan Akkurt, bağışıklık sistemine zarar verip birçok hastalığı tetikleyen elektromanyetik kirliliğe özel bir bölüm ayırdı. “İletişimden tıbba pek çok alanda teknolojinin sağladığı olanaklardan yararlanıyoruz. Ama her gülün dikeni var” diyen Akkurt, elektromanyetik kirliliği “Kullandığımız araçların vücudumuzda bıraktığı yüklerle oluşan ve uzun vadede ciddi sıkıntılar yaratabilen önemli bir sorun” olarak tanımlıyor.

Elektromanyetik kirliliğin televizyon, bilgisayar, cep telefonunun aşırı kullanımının yanı sıra mikrodalga fırın, saç kurutma makinası, metro hatları ya da kablosuz internet ağlarından kaynaklanabildiğini dile getiren Akkurt, bunlardan mümkün olduğunca uzak durulmasını tavsiye ediyor. Ayrıca doğal taşların da bir yük getirdiğini belirterek yatak odalarında bulundurulmaması gerektiğinin altını çiziyor.

Akkurt, elektromanyetik kirlilikle mücadele için her gün bir kase yoğurt, kilo başına 40 cc su tüketimi, cihazları bekleme konumunda bırakmak yerine tamamen kapatmanın temel önlemler olabileceğine işaret ediyor.

Dr. Sinan Akkurt'un diğer tavsiyeleri şunlar: “Mikrodalga fırın kullanmayın. Bulaşık, çamaşır makinası gibi aletler çalışırken yakınında bulunmamaya itina gösterin. Yatarken modem başta olmak üzere tüm elektrikli cihazları kapatın. Saç kurutma makinalarını aralıklı olarak kullanın.”

KAKTÜS BİR ŞEHİR EFSANESİ DEĞİL

Konuyla ilgili açıklamalarında ayrıca kaktüsün bir şehir efsanesi olmadığını kaydeden Akkurt, “Özellikle çok büyük kaktüsler radyasyonu alabilir. Kaktüslerin dikenleri havadaki elektriklenmeyi kendisine çeker, dolayısıyla saksısı ne kadar büyükse o kadar çok radyasyon emme kapasitesi vardır. Bunun sebebi bitkinin emdiği radyasyonu topraklamasıdır; zaten bitkinin kendisi de toprak üzerindedir” dedi. Kaktüsün dışında beyaz ve pembe kuvars kristali ile radyasyon emme özelliği bulunan telefon kılıflarının kullanımını ve haftada en az bir kere çıplak ayakla toprağa basılmasını önerdi.

Kaktüs, İngiliz sarmaşığı, leylak ve benjaminin ortamı radyasyonun kötü etkilerinden arındıran bitkiler olduğunu belirten Akkurt, radyasyondan arınmanın en geçerli yolunun biorezonans terapisi olduğunu sözlerine ekledi.

Kaynak: Haber 7

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.