Ebu Dahdâh (r.a.) Kimdir?

Ebu Dahdâh (r.a.) Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz’e altıyüz hurma ağacı bulunan bahçesini bağışlayan bir infak eri. İslâmî konuları öğrenmek hususunda gayretli ve cesaretli bir sahâbî.

Ebu Dahdâh -radıyallahu anh- Ensar’ın hatibi olarak tanınırdı. Kudaa kabilesinin Belî kolundan Amr ibni Avf’ın himayesi altında yaşardı. Asıl adı “Sâbit İbni Ed-Dahdâha” olup, “Ebu’d-Dahdâh” künyesiyle meşhur olmuştur. (İstiab, IV, 1646-1647)

Ebu Dahdâh -radıyallahu anh- ilim âşkıyla dolu bir gönle sahibti. İslâmî konuları öğrenmek için gayret eder ve soru sormaktan çekinmezdi. Onun Fahr-i Kâinat -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz’e iki konuda sorduğu sual ve aldığı cevap vardır. Bu iki hatırası kaynaklarda şöyle nakledilmektedir:

Abdullah ibni Mes’ud radıyallahu anh anlatıyor:

“Verdiğinin kat kat fazlasını kendisine ödemesi için Allâh’a güzel bir borç (isteyene fâizsiz ödünç) verecek yok mu? Darlık veren de bolluk veren de Allah’tır. Sonunda sadece O’na döndürüleceksiniz.” (Bakara: 245)

ALLAH’A GÜZEL BORÇ VERME

Karz-ı hasen (Allah’a güzel borç verme) hakkındaki bu âyet-i kerîme nâzil olduğunda Ebu Dahdâh -radıyallahu anh- Resûlullah’a -sallallahu aleyhi ve sellem- gelerek:

“–Yâ Resûlallah! Allah bizden borç mu istiyor?” diye sordu.

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz de:

“–Evet, ey Ebu’d-Dahdâh, Allah borç istiyor!” diye cevap verdi.

CENNETLE MÜJDELENEN AİLE

Bunun üzerine Ebu’d-Dahdâh -radıyallahu anh- Resûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in eline sarıldı ve:

“– Yâ Resûlallah! Ben, içinde 600 hurma ağacı bulunan bağımı Allah’a borç (karz-ı hasen) olarak veriyorum!” dedi.

Sonra da yürüyerek bağına geldi ve kapısında durdu. Hanımı çocukları ile birlikte orada idiler. Hanımına seslenerek:

“–Ey Ümmü Dahdah! Bahçeyi boşaltın! Çünkü ben bu bağı Allah’a borç verdim...” dedi. Hanımı da ona:

“– Ey Ebu’d-Dahdah! Çok kârlı bir alışveriş yapmışsın! Allah alışverişini mübârek kılsın.” dedi. Hemen bahçeden çıkarak orayı Allah Resûlü’ne -sallallahu aleyhi ve sellem- teslim ettiler. Ebu Dahdâh’ın -radıyallahu anh- bu hareketinden Resûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz pek memnun oldu ve ona iltifatta bulundu. Peşinden şöyle bir müjde verdi: “- Cennette Ebu’d-Dahdâh için hazırlanmış, dalları sarkan nice iri hurma ağaçları var!” buyurdu. (İsabe, VII, 100-102 ; Müslim, Cenâiz, 89; Ahmed, III, 146)

KADINLARDAN UZAK DURUN!

Ebu Dahdâh’ın -radıyallahu anh- Resûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz’e ikinci sorusu aile ile alakalı hanımların halleri ile ilgili idi.

O, bir gün bir gurup sahâbe ile birlikte Mescid-i Nebi’de, İki Cihan Güneşi Efendimiz’in huzurunda oturuyordu. Zihnini meşgul eden hanımların halleriyle ilgili hususun o güne kadar değişmeden eski devirlerdeki gibi devam etmesi gönlünü rahatsız ediyordu.

Zira Cahiliye döneminde insanlar, Mecusi ve Yahudilerin yaptığı gibi hayızlı olan kadınları evlerinde barındırmaz ve onlarla beraber yiyip içmezlerdi. Bu durum İslâm geldikten sonra da bir müddet devam etmişti.

Ebu Dahdâh -radıyallahu anh- gönlünü ve zihnini meşgul eden bu konuyu Fahr-i Kâinat -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz’e sorup öğrenmek istedi ve şöyle dedi:

“-Ya Resûlallah! Hayızlı kadınlara karşı nasıl davranalım? Onlara yaklaşalım mı, yaklaşmayalım mı?” diye sordu. Bunun üzerine şu âyet-i celile nâzil oldu:

“-Sana kadınların ay halinden sorarlar. De ki: O, bir rahatsızlıktır. Bu sebeple ay halinde olan kadınlardan uzak durun. Temizleninceye kadar onlara yaklaşmayın…” (Bakara: 222) buyruldu.

Allah Teâlâ hazretlerinin bu âyet-i celileyi inzal buyurması Ebu Dahdâh’ın -radıyallahu anh- gönlünü huzurla doldurdu. (Ruhu’l-Beyan Tefsiri c.2, s.343; İsâbe Terc. C.1 s.287.)

UHUD’DA HAYKIRAN YİĞİT

Ebu Dahdâh -radıyallahu anh- hatibliği ve cesaretiyle de meşhurdur. Onun Uhud günü ashâba haykırışı ile ilgili bir hatırası şöyle nakledilmektedir:

Uhud günü Resûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in şehit olduğu haberi yayılmıştı. Bir kısım sahâbiler de etrafından dağılmaya başlamıştı. İşte bu sırada Ebu Dahdâh -radıyallahu anh- ashâb-ı kirama şu hitabetiyle cesaret vermiş ve onların dağılmasını önlemiştir. Onlara şöyle seslenmiştir:

“-Ey Ensar topluluğu! Eğer Muhammed öldürüldüyse, şüphesiz Allah diridir, ölmez. Dininiz uğrunda çarpışın, dininizi savunun!”.

Bu sesi duyan ashâb-ı kiram hemen toparlanmaya başlamış ve hep birlikte düşmana karşı bir hamle yapmışlardır. O esnada karşısına çıkan Halid ibni Velid’in bir kılıç darbesi ile Ebu Dahdâh -radıyallahu anh- şehit düşmüştür. (İsâbe Terc. C.1 s.287; Vakıdî, Meğazî)

Allah ondan razı olsun.

Rabbimiz cümlemize Ebu Dahdâh’ın -radıyallahu anh- cesaret ve şecaatinden, ilim aşkından ve infak ahlâkından hisseler nasib eyleyip, şefaatlerine nail eylesin. Âmin

Kaynak: Mustafa Eriş, Altınoluk Dergisi, Sayı: 380

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.