Dünyanın En İyi 5 Tulum Peynirinden Biri

Divle Obruk Peyniri, kendine has lezzeti ve görünümüyle bölgeye gelen Fransız bilim adamlarını dahi kendine hayran bıraktı.

Karaman'ın Ayrancı ilçesine bağlı Üçharman Köyü'nde doğal yöntemlerle üretilen ve yerin 36 metre altındaki mağarada bekletilen Divle obruk peyniri kendine has tadı ve aromasıyla dünyanın en kaliteli 5 peynirinden biri olarak gösteriliyor. Ayrancılı Yüksel Büyükkarcı, tulum peynirinin yörük kültürünün bir parçası olduğunu ve Divle Obruğu'nda tulum peynirinin ne zaman saklanmaya başlandığının tam olarak bilinmediğini söyledi.

Büyükkarcı, 35 metre derinlik 233 metre uzunluktaki obrukta yazın serin, kışın ise ılık bir havanın hakim olduğunu ifade ederek, obruğun, peyniri olgunlaştıran bir ortama sahip bulunduğunu belirtti.

DİVLE OBRUK PEYNİRİ

Peynirin obrukta nasıl muhafaza edildiğine de değinen Büyükkarcı, şunları anlattı:

''Peynirlerin olgunlaştığı yaz aylarında ısı 4-5 derecedir. Peynirin özelliği ise organiktir. Küçükbaş hayvanlar doğal ortamda otlatılmakta, yem verilmeden doğadaki bitkilerle beslenmektedirler. Organik bir beslenme var ve bu, sütten elde edilen peyniri de etkilemektedir. Nisan-Mayıs aylarında obruk içerisine konan peynirler önce derinin üstü beyaz ve açık mavimsi bir küfle kaplanmaktadır. İlerleyen 4-5 ayda tulumun üzerini kırmızı bir küf kaplamaktadır. Ama bu küf peynirin içine geçmez. Ekim-Kasım aylarında da tulum peynirler obruktan çıkarılır ve satışa sunulur.''

Peynirin 5 ay boyunca hiç bozulmadığını anlatan Büyükkarcı: ''Geçen yıl kilosu 20 liradan satıldı. Peynirlerimize talep genelde İstanbul, Ankara ve İzmir ile yurt dışından geliyor. Gurbetçiler de bu peynire yoğun ilgi gösteriyor. Fiyatlarımızın bu yıl aynı olmasını bekliyoruz'' diye konuştu.

divle-obruk-peyniri_460x340scale

DÜNYA MARKASI OLMAYA ADAY

Divle Obruk Peyniri'nin dünyanın en kaliteli tulum peynirleri arasında gösterildiğini dile getiren Büyükkarcı, şöyle devam etti:

''1990'lı yıllarda Fransız bilim adamları, Ayrancı'ya gelerek peynirin oluşmasını sağlayan bakterileri inceledi. Peyniri Fransa'ya götürdüler ancak peynirin küflenmesini sağlayan bakteriyi üretmeyi başaramadılar. Hollandalı bilim insanları da obruk ve peynirimizi incelediler. Peynire adını ve tadını veren obruğun dünyada eşi benzeri yok. Tulum peynirimiz Fransızların dünyaca ünlü ''Rokfor'' peynirine eşdeğerdir. Hedefimiz, bu peynirin bir dünya markası olmasını sağlamak.''

Kaynak: Sabah

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.