Down Sendromlu Gençler Meslek Eğitimi Alıyor

GASMEK'te garsonluk eğitimi alan down sendromlu gençler, Büyükşehir Belediyesince açılacak Down Kafe'de görev alacak.

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Sanat ve Meslek Eğitim Kursları (GASMEK) tarafından garsonluk eğitimi verilen down sendromlu gençler, açılacak Down Kafe'de garson olmak için gün sayıyor.

GASMEK tarafından düzenlenen "Garsonluk Kursu"nda 9 down sendromlu kursiyere yiyecek ve içeceklerin sunuma hazırlanması, servis araçlarının yerleştirilmesi, taşınması gibi konularda eğitim veriliyor.

Müşteriyle diyalogda dikkat edilmesi gereken hususların da anlatıldığı eğitimde başarılı olan gençler, Büyükşehir Belediyesince açılacak Down Kafe'de görev alacak.

"ONLAR BENİM GÖNLÜME DOKUNUYOR"

GASMEK eğitmeni şef aşçı Selen Yetkin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Büyükşehir Belediyesinin engellilere yönelik sosyal projesinin bir parçası olmaktan mutluluk duyduğunu söyledi.

Down sendromlu gençlerin garsonluk eğitimi verilen kursa geldiklerini anlatan Yetkin, şunları söyledi:

"Down Kafe Projesi kapsamında 9 down sendromlu genci, garson olarak yetiştiriyoruz. İnşallah 2 ay sonra çalışıp para kazanabilecekler. Kursa ilk geldiklerinde öğrenciler birbirleriyle hiç konuşmuyordu, öz güvenleri yoktu, hepsi ayrı köşede oturuyordu. Bir tepsi bile taşıyamıyorlardı. Şu anda hepsi verilen görevi yapmak için sıraya giriyor. Onların yapabilmesi de benim için ayrı bir mutluluk. Onları buradan mezun ederken çok üzüleceğim. Aramızda çok farklı bir bağ oldu. Onlar benim gönlüme dokunuyor ben de onların gönlüne dokunabilmek için uğraşıyorum. Kafe açıldığında da onları kendi emekleriyle para kazanır şekilde görürsem çok mutlu olacağım."

"BU ŞEKİLDE İNSAN HAYATINA KARIŞACAKLAR"

Kursiyerlerden down sendromlu Nevin Altıparmak'ın annesi Ayşe Altıparmak, belediyenin engellilere yönelik duyarlı çalışmalarını takdirle karşıladığını belirterek, "Çocuklarımız burayı başarıyla bitirirlerse bir kafede çalışabilecekler. Bulaşığa, servise yardım edecekler. Bu şekilde insan hayatına karışacaklar, dışlanmayacaklar, diğer insanlar gibi görünecekler." dedi.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.