Doğu Guta’da Binlerce Çocuğun Hayatı Tehlikede

Suriye’nin başkenti Şam'da Beşşar Esed rejiminin 5 yıldır ablukada tuttuğu Doğu Guta’da bin 114 çocuk besin ve ilaç eksikliği nedeniyle ölüm riskiyle karşı karşıya.

Şam’ın doğusunda yer alan bazı ilçe ve beldeleri kapsayan 105 kilometrekarelik Doğu Guta’da 400 bin civarında sivil yaşıyor. İç savaş boyunca rejimin yoğun hava saldırılarına maruz kalan bölge, 5 yıldır askeri kuşatmada tutuluyor.

Nisan 2017’ye kadar kaçak yollar, gizli tüneller ve aracı tüccarlar vasıtasıyla bölgeye kısıtlı gıda girişi sağlanabiliyordu. Son 7 aydır, rejim ve destekçisi yabancı terörist grupların ablukayı son derece sıkılaştırmasıyla bölgeye yeterli düzeyde gıda maddesi ve ilaç sokulamıyor.

Eylül sonunda Birleşmiş Milletler ve Kızılhaç işbirliğiyle giren 42 tırlık konvoy, acil ihtiyaçları içermemiş, bölge nüfusunun yalnızca yüzde 6’sına yardım ulaşmıştı.

Muhaliflerin oluşturduğu geçici hükümete bağlı yerel meclislerden alarak derlediği bilgilere göre, geçen hafta iki bebeğin öldüğü bölgede bin 114 çocuk yetersiz beslenme nedeniyle ölüm tehlikesiyle yaşıyor. Bunlardan 232’si tıbbi desteğe ihtiyaç duyarken, 882’si orta dereceli risk grubunda yer alıyor. Bin 500 çocuk ise sağlıksız besinlerle büyüyor.

Doğu Guta’da 559 kanser hastası, kemoterapiden mahrum şekilde hayatta kalma mücadelesi veriyor. Geçen 3 ayda 5’i çocuk 20 kanser hastası hayatını kaybetti. Halihazırda, ihtiyaç duyulan 32 tip kemoterapi ilacının yalnızca yüzde 3'ü bölgede sağlanabiliyor.

Bölgedeki 2 yaş altı 17 bin 700 bebeğin yüzde 40’ı bir süre öncesine kadar yardım alabilirken, şimdi ise tamamen desteğe muhtaç durumda. 6 aylıktan küçük yaklaşık 8 bin 500 bebeğin olduğu bölgede, 6 ay- 2 yaş arası 9 bin 200 bebek mevcut.

9 BİNE YAKIN YETİM YARDIMA MUHTAÇ

Bölgedeki 12 bin 517 yetimin sadece 3 bin 640’ı, yani yüzde 29’u muhalif sivil toplum örgütlerince destek alabiliyor. Geriye kalan 8 bin 907 yetim ve 3 bin 814 dul anne acil yardım bekliyor. Anne sütü çağındaki 721 yetimin bakımı için de yardıma ihtiyaç var.

Doğu Guta’daki toplam 2 bin 432 engellinin 442’si yetim. Engellilerin 550’si Esed rejimi saldırıları nedeniyle ampüte (uzvu eksik) durumda.

525 zihinsel engellinin bulunduğu bölgede, 424 görme engelli, 638 felç durumunda engelli mevcut. Felçli engelliler, sürekli ihtiyaç duydukları ilaç tedavisine ulaşamadıkları için yüksek risk grubunda.

REJİMİN SU “SİLAHI”

Doğu Guta’da 3 yıldır su şebekesi çalışmıyor. Rejimin saldırılarında yerle bir olan şebeke, daha önce kimyasal silah saldırılarında kullanım dışı kalmıştı.

Rejimin “silah” olarak kullandığı su, yalnızca kuyulardan elde edilebiliyor. Küçük çocukların, boylarını aşan bidonları doldurmak için sıraya girdiği suyun 1 saatlik doldurma ücreti 3 bin 500 (yaklaşık 30 TL).

Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR), 24 Ekim tarihli raporunda bölgede kuşatma süresince 206’sı çocuk, 67’si kadın toplam 397 sivilin açlık ve ilaç eksikliğinden hayatını kaybettiğini bildirmişti.

Raporda, gerginliği azaltma bölgeleri anlaşmasının ardından rejim ve Rus güçlerinin bölgeye saldırmaya devam ettiği, ateşkesin yürürlüğe girdiği 22 Temmuz'dan bu yana aralarında 4 sağlık kuruluşu olmak üzere sivil yerleşim yerlerine 23 saldırı olduğu kaydedilmişti.

Rapora göre, bulunduğu takdirde bölgede bir kilo pirinç yaklaşık 2 bin 300 Suriye lirası (18 TL), toz şeker 5 bin 700 Suriye lirasına (45 TL) satın alınabiliyor.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.