Doğu Afrika'da Kuraklık ve Açlık

Son birkaç yıldır kuraklık nedeniyle milyonlarca insanın yaşam savaşı verdiği Somali başta olmak Doğu Afrika ülkeleri yardımlarınızı bekliyor.

Doğu Afrika ülkelerinden 10 milyon nüfuslu Somali’de Birleşmiş Milletlerin açıklamasına göre 6,2 milyon kişinin hayatını tehdit eden büyük bir insani kriz yaşanıyor. 2011 yılında yaşanan ölümcül kuraklık sonrasında Somali’de 250 bin insan hayatını kaybetmiş, Kenya ve Etiyopya gibi ülkelere kitlesel göçler yaşanmıştı. Henüz 2011 krizinin yaraları tam manasıyla sarılamamışken maalesef bölge yeni bir açlık ve susuzluk felaketinin eşiğinde. Uzun süre yağmurun yağmadığı, nehirlerin kuruduğu ülkede kitlesel ölümlerin yaşanması söz konusu. Kuraklık nedeniyle 3 milyon insanın köylerden şehir merkezlerine iç göçe mecbur kaldığı Somali’de yaklaşık 100 bin çocuk açlık sınırının altında yaşıyor. Kuraklığa bağlı olarak ülkede; suya, gıda maddelerine ve susuzluktan kaynaklı kolera nedeniyle de ilaca acil ihtiyaç vardır.

Kuraklığa bağlı gıda yetersizliği nedeniyle hemen her gün onlarca çocuğun hayata gözlerini yumduğu Doğu Afrika ülkelerine yapacağınız yardımlar ile ihtiyaç sahipleri, yetimler, fakirler ve öğrencilerin yüzünü güldürebilirsiniz.

Son 6 yılın en büyük kuraklık felaketinin yaşandığı, hemen hemen her gün onlarca insanın ölüm haberlerinin geldiği bu bölgeye yönelik yardımlar için sizler de Hüdayi Vakfı vasıtası ile dilediğiniz miktarda bağışta bulunarak Afrika’daki mazlum kardeşlerimize yardımda bulunabilirsiniz.

HÜDAYİ VAKFI’NA NASIL BAĞIŞ YAPABİLİRSİNİZ?

  • Hüdayi Vakfı’nın Albaraka Türk, Kuveyt Türk banka hesaplarında oluşturduğu “KURAKLIK – DOĞU AFRİKA” bağış kalemi seçilerek havale veya eft ile ayrıca bu banka şubelerinden bağış tahsilât sistemi üzerinden…
  • Hüdayi Vakfı’nın internet sitesi üzerinden online bağış sekmesinden kredi kartıyla…
  • AFRIKA yazıp 4832’ye sms göndererek 5 TL bağış yapılabilir.

Hüdayi Vakfı Online Bağış Sistemi için Tıklayınız.

[gallery columns="4" link="file" ids="93738,93739,93740,93741,93743,93744,93745,94052"]

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.