Doğal Antibiyotiğe Yoğun İlgi!

Soğuyan havalarda soğuk algınlığı, üşüme, öksürük, direnç düşüklüğü gibi şikayetleri olanlar, doğal antibiyotik olarak ifade edilen bitkilere yöneliyor.

Havaların soğuması üzerine vatandaşlar soğuğa bağlı hastalıklara yakalanmamak için fesleğen, hatmi çiçeği, meyan kökü, zencefil, zerdeçal, tarçın, hibiskus gibi bitkilere yöneliyor. Hava sıcaklıklarının daha da düşeceği uyarıları üzerine vatandaşlar, aldıkları bitkiler ve bitki karışımlarının çayını yapıyor. Son dönemlerde kış bitkilerine yoğun ilgi olduğunu belirten 20 yıldır aktarlık yapan Serkan Karademir “Havalar bu sene çok soğuk geçecek. Bu nedenle insanlar bitkisel ilaçlara yöneldi” dedi.

ÖKSÜRÜK İÇİN FESLEĞEN

Serkan Karademir, öksürük, göğüs yumuşaması, balgam ve sindirimsizlik gibi hastalıklar için fesleğenin yoğun bir şekilde tercih edildiğini ifade etti. Karademir, “Vatandaşlar, göğüs yumuşatmak ve balgam sökmek için fesleğen istiyorlar. Hayli tutuluyor, ilgi görüyor. Gerçekten göğsü yumuşatıyor ve öksürüğü kesiyor” dedi.

SOĞUK ALGINLIĞI İÇİN KARIŞIMLAR

Karademir, soğuk algınlığı, iltihap kurutmak, direnç arttırma, öksürük gibi rahatsızlıklar için ise çeşitli karışımlar kullanıldığını ifade etti. Karademir, “Bu kış döneminde ada çayı, hatmi çiçeği ve meyan kökü, en çok tercih edilenlerden biri. Mükemmel bir karışım. Zencefil, zerdeçal, üzüm çekirdeğinin çekilmişini orijinal balla karışım yaparak, akşamları, yediklerinde yine balgam sökücü, öksürük kesme. İltihap, soğuk algınlığı gibi durumlarda fayda veriyor. Yine ıhlamur da kışın tercih edilen bir çay. Direnç arttırıcı tarçın, hibiskus, kuş burnu gibi bitkiler ise vücudun hem direncini arttırıyor hem de kan direncini hızlandırdığı için üşümeyi engelliyor. Lavanta çiçeği göğsü yumuşatır, civanperçemi vücuttaki iltihapları sökerek, vücut direncini yükseltir” diye konuştu.

Kaynak: İHA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.