“Dna Hasarına Karşı Kefir İçin” Tavsiyesi

Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Alpaslan Tanoğlu, kefirin DNA üzerindeki kalıcı hasarları azalttığını belirtti.

Kafkasya kökenli bir içecek olan inek, koyun ve keçi sütüne maya ilave edilerek elde edilen, insan sağlığı için önemli bir probiyotik olarak görülen kefirin, DNA üzerindeki kalıcı hasarları azalttığı belirtildi.

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Alpaslan Tanoğlu, kefirin bileşimindeki selenyumun, E vitamininin ve bazı enzimlerin kansere karşı koruyucu nitelik taşıdığının bilimsel olarak ortaya konulduğunu ifade etti.

Türkiye’deki ölümlerin yaklaşık yüzde 20’sinin kanser sonucu olduğunu bildiren Tanoğlu, “Kanser ve kanserden ölümleri azaltmanın en önemli yöntemlerinden birisi de sağlıklı ve dengeli beslenmenin yanında kansere karşı koruyucu gıdaların tüketilmesi ve egzersizin hayatımıza girmesidir.” dedi.

Kafkasya kökenli bir içecek olan inek, koyun ve keçi sütüne maya ilave edilerek elde edilen kefirin sindirim sistemi üzerinde etkileri olduğuna işaret eden Tanoğlu, “Bilimsel çalışmalarla kefirin, karaciğer, böbrek fonksiyonları, vücut kan dolaşımı, kalp sağlığı, beyin kan dolaşımı üzerine olumlu etki yaptığı, kireçlenmeyi önlediği, mikroplara karşı koruyucu etkilerinin olduğu belirtilmiştir. Kefir, bazı bilim insanlarına göre de uzun yaşamın anahtarı olarak görülmektedir.” diye konuştu.

“GÜNDE 300-500 MİLİLİTRE KEFİR TÜKETİN”

Kefirin kansere karşı etkisinin bilimsel çalışmalarla da ortaya konulduğuna dikkati çeken Tanoğlu, şunları kaydetti:

“Kefir, kanserde önemli bir basamak olan mutasyon diye tabir ettiğimiz DNA’lar üzerindeki kalıcı hasarları azaltarak, kanser oluşumuna zemin hazırlayan kimyasal olayları önlüyor. Aynı zamanda kanserojen etkisi olan maddeleri etkisizleştirerek anti-kanserojen etki göstermektedir.

Çeşitli bilimsel araştırmalarda da günlük düzenli olarak 300-500 mililitre civarında kefir tüketilmesinin başta kolon kanseri olmak üzere mide, göğüs, lösemi, deri ve mesane kanserlerine ya da kanserin vücut üzerindeki zararlı etkilerine karşı koruyucu olduğu ve hatta bazı kanser türleri için metastazları önleyebileceği bildirilmiştir. Kanserden korunmak ve sağlıklı bir hayat yaşamak için düzenli kefir tüketmek kadar, zararlı alışkanlıklardan kaçınmak, dengeli ve sağlık beslenmek ve düzenli egzersiz yapmak da gerekiyor.”

Prof. Dr. Tanoğlu, kanser nedeniyle kemoterapi veya radyoterapi gören hastalara, bu ilaçların ve uygulamaların yan etkilerini önlemek ve iyileşme süreçlerini hızlandırmak için başta doğal ev yoğurdu ve kefir olmak üzere probiyotik ve prebiyotik özelliği taşıyan gıdaların tüketilmesini de önerdiklerini söyledi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.