Diyarbakırlı Gençler Sabah Namazında Buluştu

Gençlik ve Spor Bakanlığının 'Gençler Sabah Namazında Buluşuyor' projesi kapsamında bir araya gelen gençler, İslam aleminin 5. Harem-i Şerif'i olarak kabul edilen tarihi Ulu Cami'de namaz kıldı.

Diyarbakırlı gençler, "Gençler Sabah Namazında Buluşuyor Projesi"kapsamında İslam aleminin 5. Harem-i Şerif'i olarak kabul edilen tarihi Ulu Cami'de sabah namazı kıldı.

Gençlerin milli birlik, beraberlik ve manevi duygularını canlı tutmak amacıyla düzenlenen Gençlik ve Spor Bakanlığınca hazırlanan proje doğrultusunda Diyarbakır Gençlik Merkezi tarafından gerçekleştirilen organiszasyon ile gençler merkez Sur ilçesindeki Ulu Cami'de bir araya geldi.

Sabah namazını kılan gençler, dua etti.

Diyarbakır Gençlik Merkezleri Koordinatörü İskan Erpin AA muhabirine yaptığı açıklamada, gençlere sabah namazı alışkanlığı kazandırmak amacıyla bu etkinliği gerçekleştirdiklerini söyledi.

Proje ile Ulu Cami'de gençlerle sabah namazı kıldıklarını dile getiren Erpin, bu organizasyonların devam edeceğini belirtti.

Erpin, ülke genelinde 81 ilde bu tür etkinliklerin gerçekleştirildiğine işaret ederek, "Gençlere imkan sağlıyoruz. Onları servislerle alıyoruz. Onlar için de çok değişik bir deneyim oluyor." dedi.

Etkinliğe katılanlardan Baver Doğmuş, Gençlik ve Spor Bakanlığına bu proje için teşekkür etti.

Doğmuş, "Allah onlardan razı olsun. Böyle güzel manevi bir ortamda bulunmak insana lezzet veriyor. Uu Cami gibi manevi bir mekanda sabah namazı eda etmek geniş bir cemaatla beraber namaz kılmak bize huzur veriyor. Ayda bir genç arkadaşlarla buraya gelip namaz kılıp, dua ediyoruz. Sabah yapılan dualar Allah katında makbul. Genç kardeşlerimizin yaptığı dualar inşallah kabul olur." ifadelerini kullandı.

Namazın ardından camiden çıkan gençlere ve vatandaşlara çay ve simit ikramında bulunuldu.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.