Diyanet'ten 'islam Âleminde Takvim Birliği' Adımı

Diyanet İşleri Başkanlığı Müslümanlar arasında Ramazan'ın başlangıcı ve bayramlar gibi dini günlerin belirlenmesinde birlik sağlanması amacıyla kongre düzenleyecek.

Diyanet İşleri Başkanlığı, Müslümanlar arasında Ramazan'ın başlangıcı ve bayramlar gibi dini günlerin belirlenmesinde birlik sağlanmasına ve hicri takvim birliğine katkı sağlamak amacıyla "Uluslararası Kameri Ay Başları ve Hicri Takvim Birliği Kongresi" düzenleyecek.

İslam ülkelerinde ve hatta aynı şehirlerde Ramazan'a farklı tarihlerde başlanması ve bu nedenle bayramın da farklı günlerde yapılmasını İslam dininin ruhuna aykırı bulan Diyanet İşleri Başkanlığı, İslam ülkelerindeki ilgili ilim adamlarını, astronomları ve karar mercisinde bulunan yetkilileri bir araya getirecek kapsamlı bir toplantı yapma kararı aldı.

2016 yılının Mart ayında düzenlenmesi planlanan "Uluslararası Kameri Ay Başları ve Hicri Takvim Birliği Kongresi"nde, konunun fıkhı, astronomik ve toplumsal boyutlarını ele alan üç sunumla mevcut durum ortaya konulacak. Kongreye sunulan somut çözüm önerileri ve takvim teklifleri üzerinde tartışmalar yapılması öngörülüyor.

TAKVİM ÖNERİLERİNE AÇIK DAVET

Bu kapsamda, fıkıh ve astronomi uzmanlarından oluşan Bilim Heyeti, ilim adamları, astronomlar ve hicri takvim konusunda uzmanlaşmış kişileri, kameri ay başlarında birlik sağlanması hususundaki önerilerini ve takvim projelerini sunmaya davet ediyor. Takvim önerilerinin ise 30 Eylül 2015 tarihine kadar sunulması isteniyor.

TAKVİM ÖNERİLERİNDE ARANACAK ÖZELLİKLER

Sunulacak olan takvim önerilerinde, şu özelliklere yer veriliyor:

"Astronomi biliminin ve İslam fıkhının genel ilkelerine ve kurallarına uygun hazırlanmalı, takvimleri hazırlarken kullandıkları verileri ve uyguladıkları ilmi esasları açıkça ortaya koymalı, en az bir hicri yıla ait örnek takvimle müşahhas hale getirilmeli, günlük hayatta kolayca kullanabilecek nitelikte olmalı."

7 DİLDE KONGRE

Türkçe, Arapça, İngilizce, İspanyolca, Almanca, Fransızca ve Rusça dillerinde tercümesi yapılacak kongrenin Genel Sekreteri Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Prof. Dr. Yavuz Ünal olacak.

Kongrenin bilim komisyonunda ise Dr. Ekrem Keleş, Prof. Dr. Ahmed Yaman, Prof. Dr. Ali Muhyiddin el-Karadağı, Prof. Dr. Sacid Özdemir, Mühendis Muhammed Şevket Avde, Prof. Dr. Şeref el-Kudat, Dr. Zülfikar Şah, Ahmed Caballah, Dr. Heymen Mütevelli, Dr. Muhammed Garib, Dr. Mühendis Celaleddin Hancı, Dr. Mustafa Bülent Dadaş, Astronom İlhami Aşıkkaya, bulunuyor.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.