Diyanet Vakfı Küba'ya Cami Yapacak

Türkiye Diyanet Vakfı, İstanbul'daki Ortaköy Camisi'nin benzerini efsanevi lideri Fidel Castro'nun ülkesi Küba'nın başkenti Havana'da yapmak için çalışmalara başladı.

Küba Din İşleri İdaresi'yle görüşen vakıf yöneticileri, ilk kazmayı vurmak için onay bekliyor. TDV Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Tutkun yaptığı açıklamada, yurt dışındaki Müslümanlara yönelik yardım çalışmalarının sürdüğünü belirtti.

Küba’da 3 bin 500 Müslüman yaşıyor

Tutkun, Güney ve Orta Amerika'daki Müslümanlara yönelik de yardım faaliyetlerine önem verdiklerini ifade etti. Küba Din İşleri İdaresinin resmi davetlisi olarak Havana'da temaslarda bulunduklarını, ülkede yaklaşık 3 bin 500 Müslümanın olduğu bilgisini verdi. Ülkede bir caminin inşası için de yetkililerle görüştüklerini söyleyen Tutkun, Küba Din İşleri İdaresi yetkililerinin cami yapımı için 'Eski Havana' olarak adlandırılan bölge yakınlarındaki araziyi ayırdıklarını belirtti. Tutkun, 'Caminin yapımı için özelde Türkiye Diyanet Vakfı genelde ise Türkiye olarak talip olduğumuzu belirttik. Onlar da bundan büyük memnuniyet duyduklarını söylediler' diye konuştu. Konuya ilişkin Kübalı yetkililerin kararını beklediklerini dile getiren Tutkun, şunları kaydetti:

Havana’ya Ortaköy Camii yapılacak

'Eski Havana olarak adlandırılan bölgede barok mimarisi eserler ağırlıkta. İstanbul Beşiktaş'taki Ortaköy Camisi de barok mimarisinin en güzel örneklerinden. Eski Havana bölgesinin mimarisine uyabilecek yapısı var. Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün uhdesindeki bu caminin rölovelerini çıkarttırıyoruz. Caminin inşaatını bir sene içinde de tamamlamayı planlıyoruz.'

Cami yıl sonu hazır

Haiti'deki Müslümanlar için çeşitli faaliyetlerde bulunduklarını dile getiren Tutkun, 'Orada yarım kalan bir okulun inşasını tamamladık' dedi. Okulun yanında bir cami inşası için başlattıkları çalışmalarda son aşamaya geldiklerini ifade eden Tutkun, 'Caminin yerine kadar her şey belli. Camimiz yıl sonuna kadar bitecek' dedi.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.