Diyanet İşleri Başkanı Erbaş'tan İlahiyat ve İhl Hocalarına Önemli Çağrı

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş bazı programlara katılmak üzere geldiği İstanbul'dan ilahiyat ve imam hatip lisesi hocalarına önemli bir çağrıda bulundu.

İstanbul İl Müftüsü Prof. Dr. Mehmet Emin Maşalı'nın göreve başlama merasimine katılan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “Kürsülerimiz ilahiyat fakültesi ve imam hatip lisesi hocalarımıza açık. Biz işbirliği içerisinde eğer vazifemizi yürütürsek verim ikiye, üçe, beşe katlanacaktır. O açıdan Hasan Kamil Yılmaz Hocamız bu işbirliğini en güzel bir şekilde yürüttü. İnşallah Mehmet Emin Maşalı Hocamız da İstanbul'daki tüm İlahiyat Fakülteleri ve İmam Hatip Lisesi hocalarından daha fazla nasıl istifade edebiliriz, bunun gayreti içerisinde olacaktır.” dedi.

“Doğru dini bilgiyle donatılan gençler, terör örgütlerinden uzak duruyor”

Din istismarının hiçbir zaman ihmal edilmemesi gereken konuların başında yer aldığına dikkati çeken Başkan Erbaş, “Sadece ülkemizde değil, dünyanın her yerinde en çok istismara açık olan konulardan birisidir din. Buna fırsat vermemeliyiz. Bunun yolu da daha fazla eğitim-öğretimle ilgilenmekten geçiyor. Diyanet İşleri Başkanlığı olarak 111 ülkeden 10 binin üzerinde öğrenciye destek veriyoruz. Çünkü doğru dini bilgiyle donatılan gençler, sonu terör örgütüyle biten bazı gruplardan uzak duruyorlar. Bunu yaşayarak görüyoruz. O terör örgütlerinin nasıl ortaya çıktığının serüvenini hepimiz biliyoruz. Buna set olacak bizleriz" şeklinde konuştu.

İstanbul Müftüsü Maşalı’ya başarılar dileyen Başkan Erbaş, Maşalı için şu duayı yaparak sözlerini tamamladı:

“Rabb'im işini kolaylaştırsın, zorlaştırmasın ve bu görevi hayırla tamamlamayı nasip eylesin”

Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz

Programda İstanbul Müftülüğü görevini teslim eden Prof. Dr. Hasan Kâmil Yılmaz da Prof. Dr. Mehmet Emin Maşalı'ya başarılar dileyerek, "Ben bugün İstanbul Müftülüğü gibi gerçekten çok anlamlı ve şerefli bir görevi talebimiz olan bir kardeşimize devretmenin mutluluğunu yaşıyorum. İlmi birikimi, sosyal birikimi, insani ilişkileri bu hizmeti en yüksek seviyede yapacak konumda olduğunu ispat etmektedir. Biz bunun şahidiyiz ve duacısıyız." diye konuştu.

Prof. Dr. Mehmet Emin Maşalı

Yılmaz'dan görevi teslim alan Prof. Dr. Maşalı da çok heyecanlı olduğunu dile getirerek, üstlenmekte olduğu görevin büyüklüğünün farkında olduğunu belirtti.

Maşalı, İstanbul Müftülüğünün çok köklü bir geleneğe yaslandığını ve bu geleneğe sahip çıkmak ve önceki dönemlerde yürütülen faaliyetleri korumak gibi bir sorumluluklarının olduğunu, ayrıca yeni hizmet ve faaliyetlerle bunları güçlendirmeleri gibi bir yükümlülüklerinin bulunduğunu söyledi.

Maşalı, konuşmasında yapmak istediği faaliyetlere değinerek, sözlerini tamamladı.

Programa Diyanet İşleri eski Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ramazan Muslu, Mushafları İnceleme ve Kıraat Kurulu Başkanı Hafız Osman Şahin ve çok sayıda din görevlisi ile akademisyen katıldı.

Program, Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’ın Prof. Dr. Maşalı’ya cübbe giydirmesinin ardından sona erdi.

Kaynak: Diyanet Haber

FATİH ÇOLLAK HOCA’DAN DİN GÖREVLİLERİNE TAVSİYELER

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.