Dikkat Dağınıklığının Nedeni

Zamanında fark edilmeyen göz bozuklukları, çocuğun eğitiminde sorun yaratabilir. 3 yaşında göz muayenesi olan çocuk, problem tespit edilmemişse; 5 ve 7 yaşlarında tekrar değerlendirilmeli. Okula başladıktan sonra da yılda bir kez muayene olmalı...

Çocuğunuz okula gitmek istemiyor, derslere konsantre olamıyorsa; nedeni gözlerindeki bozukluk olabilir. Çoğu zaman bu görme bozuklukları; aileler tarafından fark edilemeyip sorun başka yerde aranıyor. Zamanında fark edilemeyen göz bozuklukları, ileride çocuğun eğitiminde ciddi sıkıntılara yol açabiliyor.

ÇOCUKLARDA SIK GÖRÜLEN GÖRME KUSURLARI

Göz Hastalıkları Uzmanı, Op. Dr. Mehmet Sait Günerigök, çocuklarda sık görülen görme kusurlarıyla ilgili şunları anlattı:

Okul çağı çocuklarında göz bozukluğu çok yaygın görünen bir sorundur. Bu bozukluk, anne-baba tarafından zamanında fark edilmediği takdirde bu durum çocuğun okul başarısını ciddi oranda etkiliyor. Aileler ise çocuklarının derslerindeki başarısızlığı, performans düşüklüğü olarak nitelendirebiliyor. Oysa çocuğun öğrenme kabiliyetinde bir eksiklik yok; iyi göremediği için derslerinde geri kalabiliyor.

Okula başlayacak olan çocukların yaklaşık yüzde 10'unda yaşına göre okuma-yazma zorluğu tespit ediliyor. Bunun altında en sık yatan neden ise görme problemleridir. Okul çağındaki çocuklarda en sık kırma kusurları, göz tembelliği ve şaşılık görülüyor.

GÖZ KUSURLARININ BELİRTİLERİ

Göz kusurlarının en önemli belirtileri şunlar: Çocuğun tahtayı yeterince iyi görememesi, okurken satır atlaması, cümleleri eliyle takip etmesi, bir gözünü baş hareketiyle daha önde tutarak kitaba bakması, tahtaya gözlerini kısarak bakması, televizyonu yakından seyretmesi, gözlerde sulanma ve dolayısıyla ödevlerini yaparken zorlanması, ödevlerini yaparken çabuk yorulması, baş ağrısı ve göz ağrısı.

GÖZ MUAYENESİ NE ZAMAN YAPILMALI?

İlk muayenesinde herhangi bir sorun tespit edilmeyen bir çocuk, yaklaşık 2.5-3 yaş civarında tekrar göz muayenesi olmalı. En geç 3 yaşında muayene olan çocuk bir problem tespit edilmemişse 5 ve 7 yaşında tekrar değerlendirilmeli. Problem varsa, okula başladıktan sonra da yılda bir kez göz muayenesi olmaya devam etmeli.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.