Devlet Hastanelerinde Hacamat Tedavisi

5 bin yıllık geçmişi olan ve vücudun belli bölgesinden kirli kanın çıkarılması olarak bilinen hacamat tedavisi devlet hastanelerinde uygulanmaya başlandı. “Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları” adıyla yayınlanan yönetmelik sonrası hacamat, ilk olarak Bağcılar Devlet Hastanesi'nde hastalara uygulandı.

Sağlık Bakanlığı'nın geleneksel tıbbın merdivenaltında sağlıksız koşullarda uygulanmasının önüne geçmek amacıyla 2 yıl önce “Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları" adıyla yayınladığı yönetmelik sonrasında başlayan uygulama, Ankara, Kayseri ve İstanbul'da gerçekleştirilmeye başlandı. İstanbul'da ilk ve tek olan, Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde açılan “Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Merkezi" 4 ay önce tamamlandı ve 1 aydır faaliyette.

Merkezde, toplam 15 geleneksel tedavi yönteminden akunpunktur, kupa, sülük, larva (kurtçuk larvalarıyla tedavi), fitoterapi (bitkisel ilaçla tedavi) mezoterapi ve hipnoz yöntemleri de uygulanıyor. Kliniğe 1 ay içinde 200'ü aşkın hasta başvurdu. Genellikle migren, depresyon ve bel fıtığı rahatsızlığı olanlar müracaat ediyor. SGK, geleneksel ve alternatif tedavi için hastanelere ödeme yapmıyor. Uygulama devlet güvencesinde yapıldığı için özel hastanelere göre tedavi ücretleri daha düşük tutulmuş. Seansı 40-75 TL arasında. Bu ücret özel hastanelerde 150 TL'den başlıyor.

DAHA ÇOK KADINLAR GELİYOR

Gelen hastaların yüzde 60'ının kadın olduğunu belirten merkez yöneticisi Dr. Kanat Tayfur, “Genelde migren, depresyon, eklem ağrıları için geliyorlar. Otizm, davranış bozukluğu ve hiperaktivitesi olan çocuklara da tedavi uyguluyoruz. Migren tedavisinde akupunktur iğneleri ve pelin otundan yararlanıyoruz. Hastanın önce hikâyesini dinleyip bir program çıkarıyoruz. Ağrı noktalarına iğnelerle negatif basınç yapıyoruz. Kupa yani hacamat tedavisiyle de yine ağrı noktalarına hava basıncı yapıp vücuttaki kirli kanı çekiyoruz" diye konuştu.

Merkezde müzikle tedavi de yapılıyor. Müzik, polikliniğe giden hastanın hastalığına ve burcuna göre değiştiriliyor. Depresyon ve migren hastaları için Uşşak makamı çalınıyor, bu makam hastalarda sakinlik ve gevşeme sağlıyor. Poliklinikte ayrıca Türkiye'de yetişen 110 endemik bitkinin sergisi de yapılıyor.

MİGREN AĞRILARINI AZALTTI

Merkeze giden 42 yaşındaki Hayriye Oğuzhan, 11 yıldır haftanın 6 günü migren ağrılarıyla yaşadığını söyledi. Bu zamana kadar ilaç tedavisini gördüğü kaydeden Oğuzhan, 1 hafta önce merkeze giderek tedaviye başladığını belirtip 4 seansta ağrılarının azaldığını ifade etti.

Kaynak: Habertürk

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.