Deterjanların Sağlığımız Üzerindeki Etkileri

İsviçre’de Türk bilim insanı Prof. Dr. Cezmi Akdiş başkanlığında yapılan bilimsel araştırmayla, yıkama sonrası çamaşırlarda kalan deterjan artıklarının sağlıklı insanlarda astıma neden olduğu belirlendi.

Türk bilim insanı Prof. Dr. Cezmi Akdiş başkanlığında yapılan bilimsel araştırmayla, yıkama sonrası çamaşırlarda kalan deterjan artıklarının, sağlıklı kişilerin hava yollarındaki hücrelerin fonksiyonunu bozduğu, astım ve alerjik hastalıkların gelişmesine yol açtığı tespit edildi.

Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Erişkin Alerji İmmünoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ebru Çelebioglu, sigara dumanı, hava kirliliği, çeşitli alerjenlerle temas, yüzey temizleyicileri, oda kokuları, parfümlere maruziyetin, hava yollarına zarar vererek astım ile alerji gelişimine katkıda bulunduğunu ve bu hastalıkların ağırlaşmasına neden olduğunu söyledi.

İş ve ev ortamında temizlik maddelerine maruziyetin sağlık açısından sorunlara yol açtığını ifade eden Çelebioğlu, bu tür ürünlerin özellikle hava yolundaki hücreler üzerinde olumsuz etki yaratabildiğini vurguladı.

Çelebioğlu, “Hava yolu, kendisine dış ortamdaki zararlı maddelere karşı koruyan epitel hücrelerle kaplı. Belirtilen bu tür parfüm ve temizlik ürünleri, hava yolunda epitel hücrelere zarar vererek astım ile alerji gelişmesine neden oluyor.” diye konuştu.

“ATAK RİSKİNİ ARTIRIYOR”

Doç. Dr. Çelebioğlu, çamaşır temizliğinde kullanılan deterjanların, Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH) ve astım hastaları üzerindeki etkisini inceleyen yeni bir bilimsel araştırma yapıldığını anlattı.

Araştırmanın, İsviçre’deki Zürih Üniversitesinde Alerji ve Astım Araştırma Enstitüsünden (Swiss Institude of Allergy and Asthma Research- SIAF) Prof. Dr. Cezmi Akdiş ve arkadaşları tarafından yapıldığını dile getiren Çelebioğlu, sonuçlarının Journal of Allergy and Clinical Immunology (Alerji ve Klinik İmmünoloji) dergisinde yayımlandığını söyledi.

Araştırma kapsamında sağlıklı kişiler ile astımlı ve KOAH tanısı konulan hastalardan alınan bronş epitel hücrelerinin kültür ortamında çoğaltıldığını belirten Çelebioğlu, şu bilgileri verdi:

“Çoğaltılan hücreler, deterjanla yıkama ve durulama yapıldıktan sonra çamaşır üzerinde kalan deterjanlara deney ortamında maruz bırakıldı. Sonuçta, deterjan ve yıkama sonrası kalan deterjan artıklarının, astım ve KOAH tanısı almış hastaların yanı sıra sağlıklı insanların epitel hücrelerine bile zarar verdiği deney ortamında gösterildi. Bunların hava yolundaki epitelin bariyer fonksiyonunu bozduğu ortaya kondu. Çamaşırlardaki deterjan artıklarının, astım ve KOAH hastalarında atak riskini artırabileceği ve hastalığın ilerlemesine de katkıda bulunabileceği belirtiliyor.”

“MÜMKÜN OLDUĞUNCA AZ KULLANMALI”

Daha önce yapılan çalışmalarla değerlendirildiğinde, çamaşırları kirden arındırmak, lekeleri çıkarmak ya da yumuşatmak için kullanılabilen ürünlerin, kişinin hava yolunda onu dış etmenlere karşı koruyan hücrelerin zarar görmesine neden olabildiğinin ortaya konduğunu vurgulayan Çelebioğlu, “Çalışmalar, astım ve diğer alerjik hastalıkların gelişiminde, kullanımları giderek artan yüzey temizleyiciler ve çamaşır deterjanlarının önemli rol oynadığını göstermektedir.” değerlendirmesinde bulundu.

Bu ürünlerin günlük yaşamda birçok alanda kullanıldığına, Türkiye’de hijyen sağlayabilmek adına çok fazla temizlik yapıldığına işaret eden Çelebioğlu, şu uyarılarda bulundu:

“Bu malzemeler kullanılırken dikkatli olunmalı ve mümkün olduğunca az kullanılmalı. Özellikle de astım ya da KAOH hastalığı varsa dikkatli olunmalı. Bu hastalar, özellikle çamaşır suyu gibi yoğun olan ya da gaz çıkaran, asit içeren diğer yüzey temizleyiciler ve yağ çözücüler gibi ürünleri mümkün olduğunca az kullanmalı. Bu kişiler, kapalı ortamda bu havayı uzun süre solumamalı. Temizlik yapılırken ürünlerin yoğun kullanımından kaçınılmalı ve özellikle tahriş gücü yüksek ürünler kullanılmamalı. Temizlik yapılan ortam iyi havalandırılmalı. Çamaşır deterjanı çamaşır, bulaşık deterjanı bulaşık için kullanılmalı, farklı ürünlerde kullanılmamalı.”

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.