Demirhindi Şerbetinin Faydaları

Osmanlı padişahlarının tercihi, her derde deva Demirhindi Şerbeti, 40 çeşit baharattan oluşuyor... Demirhindi, sıcak ülkelerde yetişen, sarı-kırmızı salkımlar halinde çiçekleri ve koyu kırmızı renkte, mayhoş tatta meyveleri olan, 20-25 metre boylarında bir ağaçtır. İşte bu ağacın meyvesinden hazırlanan Demirhindi şerbeti, tamamen doğal bir karışımdan oluşuyor. 

Demirhindi meyvesi ve 40 çeşit baharatın aynı kap içerisinde kaynatılmasıyla oluşturulan demirhindi şerbeti, önce yüksek ateşte daha sonra da orta ve kısık ateşte toplam 6 saat kaynatılıyor.

Kaynatıldıktan sonra içine tamamen doğal bal ilave edilen şerbet, 2 saat daha kaynatıldıktan sonra soğumaya bırakılıyor ve ardından servis ediliyor.

3 farklı aşamadan geçirilerek oldukça zahmetli bir şekilde hazırlanan ve birçok padişah tarafından şifalı olduğu gerekçesiyle tercih edilmiş. Ayrıca şerbet, yaz aylarında serinletici ve rahatlatıcı özellikleri nedeniyle de tercih edilmekte.

OSMANLI PADİŞAHLARININ GÖZDE İÇECEĞİ

Demirhindi ağacının meyveleri Osmanlı mutfağında oldukça yaygın olarak kullanılmıştır. Özellikle Osmanlı padişahı Kanuni Sultan Süleyman'ın en sevdiği içecek olmuştur.yenebileceği gibi baharat olarak da kullanılır. Ayrıca, reçel ve demirhindi şerbeti yapımında kullanılır.

DEMİRHİNDİ ŞERBETİNİN FAYDALARI

Şerbetin sağlık açısından önemli faydaları bulunuyor, mide ağrıları, mide ekşimesi, soğuk algınlığı, nezle, bağırsak parazitleri, ruhsal sıkıntılar, romatizma ve kas ağrılarına iyi geliyor.

  1. Kaynatılan suyu içildiğinde bağırsak solucanlarını düşürmekte faydalıdır.
  2. Şerbetin iştahı açıcı, bağırsak gazını sökücü, ağız kokusunu giderici, beden ve zihin gücünü artırıcı özellikleri olduğu biliniyor.
  3. Meyvesi dışkıyı yumuşatarak kabızlığı giderir ve bağırsakları temizler.
  4. Hipertansiyon, obezite, kan kolesterol ve trigliserid yüksekliği, bozulmuş açlık glikozuyla karakterize metaboliksendrom tedavisinde etkindir.
  5. Cilt inflamasyonlarında kullanılır. Ciltteki lekelere ve çillere karşı renk açıcıdır.
  6. Ateş düşürücü ve soğuk algınlığından koruyucudur.
  7. Susuzluğu giderir ve serinlik verir.
  8. İçeriğinde bulunan A, C ve E vitaminleri; selenyumdan dolayı kanserle mücadele için iyi bir antioksidan kaynağıdır.
  9. Boğaz ağrılarında suyu gargara şeklinde kullanılabilir. Ayrıca demirhindi suyu iltihabı' göz hastalıklarında ve kuru göz tedavisinde kullanılır.
  10. Sarılık ve nezle tedavisinde yıllardan beridir kullanılan bir meyvedir.
  11. Safra kesesi rahatsızlıklarında tedavi edicidir.
  12. Ruhi sıkıntıları giderir.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.