D Vitamini Eksikliği Stresi Tetikliyor

Kapalı ortamda çalışanlarda D vitamini eksikliği daha sık görülüyor. Araştırmalar, bunun performansı düşürerek stresi tetiklediğini gösteriyor.

Ülkemizde özellikle kadınlarda yaygın olarak görülen bir hastalık olan kemik erimesi, özellikle menopoz sonrasında artış gösteriyor. Erken yaşlarda alınan önlem ise kemik erimesine karşı büyük önem taşıyor. İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Demirhan Dıraçoğlu, D vitamininin kas-iskelet ve kemik sağlığı üzerindeki etkilerini anlattı...

D VİTAMİNİNİN SAĞLIĞIMIZ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ NEDİR?

D vitamininin en iyi bilinen etkisi kemikler üzerinedir. D vitamini kemik sağlığı için çok önemli olan kalsiyumun kemikte depolanması ve aynı zamanda kan kalsiyum seviyelerinin düzenlenmesinde rol alır. Bu, osteoporoz yani kemik erimesinin önlenmesi ve tedavisinde çok önemlidir. Bunun dışında D vitamini; kas gücünü, dolayısıyla düşme riskini etkiler. Yapılan bazı çalışmalarda yaygın kas-iskelet sistemi ağrısına neden olan fibromiyalji hastalarında D vitamini düzeylerinin sağlıklı kişilerle karşılaştırıldığında anlamlı olarak düşük bulunduğu belirlenmiştir. Ayrıca bu hastalarda eksik D vitamininin dışarıdan takviyesi, hastaların şikayetlerinde azalmaya neden olmuştur. D vitamini ayrıca bağışıklık sistemini güçlendirir. Bazı araştırmalar kalp-damar sistemi üzerinde olumlu etkileri olduğunu göstermiştir. Ayrıca bazı psikolojik sorunlarda D vitamini eksikliğinin önemli olabileceği düşünülmektedir. Kronik böbrek yetmezliği olan hastalarda D vitamini eksikliği çok önemli bir sorun olarak karşımıza gelmektedir. Yine tip-1 diyabeti olan hastalarda eksiklik ortaya çıkabilir.

PLAZALAR VE KAPALI OFİS ORTAMLARI, ÇALIŞANLARIN KAS İSKELET SİSTEMİNİ NASIL ETKİLİYOR? KAPALI ORTAMLARDA GÜN BOYUNCA HAREKETSİZ BİR ŞEKİLDE ÇALIŞANLAR NELERE DİKKAT ETMELİ?

Ofis ortamı ve kapalı alanlarda çalışmak birkaç açıdan sağlığımızı olumsuz etkiliyor. Bunlardan ilki hareketsizlik. Ofis ortamı günlük olarak yapmamız gereken hareket düzeyine ulaşmamıza engel oluyor. Eski zamanlarda çalışanlar günün büyük kısmını açık havada, güneşli ortamda ve yoğun fiziksel aktivite ile geçirirlermiş. Günümüzde durum farklı; kapalı ortamlarda ve düşük fiziksel aktivite ile çalışıyoruz. Masa başında ve bilgisayar başında geçirilen uzun saatlerde ergonomiye dikkat edilmemesi durumunda kas-iskelet ağrıları kaçınılmaz oluyor. Ofiste çalışanların ergonomik kurallara dikkat etmeleri gereklidir. Oturma pozisyonu, bilgisayar başındaki boyun, omuz ve kol pozisyonu önemlidir. Aynı pozisyonda 30 dakikadan fazla kalınmamalıdır. Sık sık ayağa kalkılmalı ve ofis içi küçük bir turla hareket edilmelidir. Ofiste yapılabilecek basit hareketlerden oluşan minik egzersiz programları çok yardımcı olabilir. Ofiste kullanılan masa, sandalye ve bilgisayar ekipmanları ergonomik olmalıdır. Yüz, el ve ayaklarla günlük 15-20 dakika güneşlenme faydalıdır. Kapalı ortamlarda, yeterli güneş ışığının alınmamasına bağlı D vitamini eksikliği görülüyor. Özellikle yetişkinler için günde 1000 IU vitamin D3 takviyesi, bu sorunun çözümüne yardımcı olabilir. D vitamini eksikliğini hissedenler mutlaka doktorlarına danışarak takviyeleri uygun dozlarda alabilir. Örneğin D vitamini beklenen değerin altındaysa, günlük idame dozdan önce daha yoğun olarak tedavi amaçlı depo doz kullanılır ve daha sonra rutin takviyeye devam edilir.

PERFORMANSI DA ETKİLİYOR

Bedensel ve ruhsal performans açısından bakıldığında, D vitamininin stres ile mücadeledeki yeri nedir?

Çağımızın en önemli sorunlarından biri stres ve stresle mücadeledeki yetersizliklerdir. Yoğun iş yaşamı ile birlikte insanların kendilerine ayırdıkları zamanın giderek azalması beraberinde yeterince rahatlayamayan ve stres yükünü dağıtamayan bir insan grubunun oluşmasına neden olmuştur. Yapılan araştırmalar, D vitamini eksikliğinin, zihinsel performansı olumsuz etkileyerek günlük strese katkıda bulunduğunu düşündürmektedir.

ÖZEL EGZERSİZLERLE KEMİĞİ GÜÇLENDİRİN

Kemik erimesine karşı hangi yaşlardan itibaren ne gibi önlemleri almak gerekir?

Kemik erimesi tedavisinde en önemli faktörlerden biri hareket düzeyimizi artırmaktır. Bunun yanında beslenmemize dikkat etmemiz gerekir. Özellikle D vitamini, kalsiyum, fosfor ve diğer minerallerden zengin bir diyete sahip olmamız şarttır. Sadece hareketi artırmak yetmez, bir yandan da mutlaka özel egzersizlerle kemiklerimizin güçlenmesine katkıda bulunmamız gerekir. Kemik erimesi tespit edilen kişilerde tedavinin en önemli yanı da yeterli miktarda D vitamininin tedaviye eklenmesidir.

HEM ERKEK, HEM KADINLARDA EN AZ İKİ PARMAK TOPUK OLMALI

Bacak ağrılarının nedeni ayakkabı seçimi midir yoksa vitaminsizlik ile de ilgisi var mıdır?

Elbette bütün gün çalıştığımız ofislerdeki ayak ergonomisi de çok önemli. Ayağın altına destek konulması etkili olabilir. Ayrıca ayakkabı seçimi çok önemli. Ucu çok sivri ve topuğu çok yüksek olan ayakkabılar şık olabilir ancak ayak sağlığı açısından pek tavsiye etmiyoruz. Platform denilen apartman topuklar da, hiç topuğu olmayan babet tipi ayakkabılar da ayak sağlığı için uygun değildir. Kısacası çok yüksek topuğu da, topuksuz düz ayakkabıları da ayak sağlığı için önermiyoruz. Hem erkek, hem kadınlar için ayakkabıda en az iki parmak topuk olmalı. Ayakkabının büyüklüğü de önemli. Özellikle çocuklarda 'Bir numara büyük alalım seneye de giyer' denilerek büyük ayakkabı alınıyor. Bu durum finansal açıdan doğru olsa da sağlık açısından doğru değil. Çünkü çocuklarda, ayağına büyük ya da küçük gelen ayakkabı yürüme bozukluğuna yol açabilir. Seçim yaparken ayakkabı numarası, ayakkabı modeli ve topuk yüksekliğine çok dikkat edilmelidir. Diyabetik şeker hastalarında da ayak problemleri çok sık yaşanır. Onların da yumuşak deriden yapılan sağlıklı ayakkabıları tercih etmesi gerekir.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.