Çok Beğendiğimiz Ürünlerin İçinde Aslında Ne Var?

Günümüzde gıda ürünlerinde kullanılan emülgatörler ya saflaştırılmış tabiî ürünlerdir ya da tabiî ürünlere çok benzeyen kimyevî yapıya sahip sentetik kimyasallardır. Emülgatörler hayvan veya nebâtî kaynaklı olarak kullanılıyor. Nebâtî kaynaklılarda helâllik açısından herhangi bir problem görülmezken hayvanî kaynaklılarda ise ithal edildiği için kesim usulüne ve domuz kaynaklı olabileceğine dikkat edilmelidir. En önemlisi de kullanılan emülgatörün nebâtî mi yoksa hayvânî mi olduğunu yazmayan etiketlerin problem oluşturmasıdır. 

ÇİKOLATA

Bütün çikolata ürünleri, % 0.5 oranında lesitin (E 322) veya amonyum fosfat (E 442) içerir. Bu emülgatörler, çikolataya uygun bir kıvam sağlar, çikolatalar değişik kalıplara kolayca yerleşirler.

Eğer çikolata, yüksek sıcaklıkta stoklanmışsa, yüzeyi donuk veya beyazlaşabilir. Beyazlanma, çiçek açma olarak isimlendirilir. Sorbitan tristearate (E 492) çiçek açma oluşumunu geciktirebilir.

MARGARİN

Emülgatörler, margarine gerekli sağlamlık, yumuşaklık/sertlik ve tat sağlarlar. Su damlacıklarının, yağ fazı içerisinde iyi bir şekilde dağılmasını sağlamak için genellikle yağ asitlerinin mono ve digliseritleri (E 471) ve lesitin (E 322) kullanılır.

İŞLENMİŞ ET

Sosisler, Avrupa işlenmiş et ürünleri endüstrisinde en önemli yeri tutarlar. Sosisler, et proteinleri ve sağlam bir emülsiyon içinde bağlanmış yağ ve su moleküllerinden meydana gelirler. Emülgatörler, bu emülsiyonu kararlı hâle getirerek yağın ürün içerisinde iyice dağılmasını sağlar. Gıda katkı maddeleri, yağ oranı düşük et ürünlerinde de, bu ürünlerin tam yağlı türleri kadar iyi olmalarını sağlamak maksadıyla kullanılırlar. Gıda endüstrisinde, işlenmiş et ürünleri imalatında, yağ asitlerinin mono ve digliseritleri ve sitrik asit esterleri kullanılır.

DONDURMA

Dondurma, en kompleks ürünlerden birisidir. Dondurma; hem köpük hem de emülsiyon, buz kristalleri ve donmamış sulu karışım içerir. Emülgatörler, dondurmanın daha akıcı bir yapıda olmasını sağlamak ve servis yapıldıktan sonra hızla erimemesini garantiye almak için donma işlemi esnasında ilâve edilirler ve aynı zamanda donma-çözünme kararlığını düzenlerler. Yağ asitlerinin mono ve digliseritleri (E 471), lesitin (E322) ve polisorbatlar (E 432, E 436) dondurma üretiminde yaygın olarak kullanılan emülgatörlerdir. Bu emülgatörler, donmuş meyveli yoğurt gibi tatlılarda da kullanılır.

DONDURMA NEDİR?

Süt, sahlep ve şeker karışımıdır. Biz dondurmanın böyle hazırlandığını bilirdik. O sebeple de çocuklarımız dondurma yemek istediklerinde:

“-Yesinler... Şifa olur!” derdik.

Bu yazıyı yazarken değişik marka dondurmalardan satın aldım. Ambalajlarının üzerinde bulunan, ama çıplak gözle okunamayan yazıları büyüteçle okudum. Bakınız pazar payı fazla olan dondurmalardan birinin içeriğinde neler var: Su, şeker, süt kreması, glikoz şurubu, yağsız süttozu, peyniraltı suyu tozu, kıvam artırıcılar, (guar karboksimetil selüloz), sahlep, emülgatör (mono ve digliseridler), aroma (vanilin).

Çocuklarımızın çok beğendikleri bir dondurma çeşidinin ambalajındaki yazıda içeriği şöyle anlatılıyor: Bitkisel yağ, süt, buz % 29, su, glikoz şurubu, soya aroma, peyniraltı suyu tozu, kıvam artırıcı, emülgatör, aroma, glikoz şurubu, yağsız süt tozu, keçi boynuzu gamı, karbonsimetil selüloz.

Bir başka marka ile satılan dondurmanın ambalajındaki yazılara göre içeriği şöyle: Şeker, tereyağı, glikoz şurubu, kıvam arttırıcı, bitkisel yağ, modifiye mısır nişastası.

SÜTTEN BAŞKA HER ŞEY VAR

Ünlü bir gıda firmasının ürettiği dondurmanın ambalajında ise içeriği şöyle yazılmış: Bitkisel yağ, süt, buz % 25, su, şeker, glikoz şurubu, bitkisel yağ tozu, peyniraltı suyu, yağsız süt tozu, emülgatör, yağ asitlerinin mono ve digliseritleri, stabilizörler, (guar, gam, lokust bear gam, korboksimetil selüloz) renklendiriciler, kurkimin, klorofil, aroma.

“-Onlar öyle de acaba bunlar farklı mı?” diyerek piyasada satılan dondurmaların ambalajlarında yazılanları (büyüteçle büyüterek) bir bir okudukça moralim bozuldu. Demek ki biz dondurma niyetine, yapay kimyevî maddelerle süt ve sahlep lezzeti verilen, mısır şurubu ile tatlandırılan, nişasta, soya gibi maddelerin karışımını yiyormuşuz.

Katkı maddelerinin hayvan kökenli olanları için dikkatli olmamız gerekir. Genellikle bu katkı maddeleri, ülkemize ithal edilmektedir. Üretici ülkelerde ise, üretimde kullanılan hammaddeler domuz ve dinimizce yenmesi haram olan hayvanlardan elde edilebilmektedir. En iyisi, gerek üretici firmaların, gerek ithalatçıların bitkisel olanını ithal etmeleridir. Tüketici kardeşlerimiz de bu hususa dikkat ederek, sorgulayarak seçimlerini yapmalıdırlar.

Netice olarak emülgatörlerin ana kaynaklarının hayvan veya nebâtî olduğunu öğrenmiş bulunuyoruz. Nebâtî kaynaklılarda helâllik açısından herhangi bir problem görülmemektedir. Hayvanî kaynaklılarda ise, ithal edildiği için kesim usulüne ve domuz kaynaklı olabileceğine dikkat edilmelidir. En önemlisi de kullanılan emülgatörün nebâtî mi yoksa hayvânî mi olduğunu yazmayan etiketlerin problem oluşturmasıdır. Meselâ emülgatörlerden bitkisel mono ve digliseritlerin asetik asit esterlerine çoğu zaman bitkisel ibaresi yazılmıyor. Alıcı şüpheye düşeceği için bu durumda ürünü ya almamalı ya da üretici firmadan durumu öğrenmelidir. Bu hususlara bir tüketici olarak ne kadar dikkat edersek, sorgulayarak alışverişler yaparsak, elbette üreticiler de zamanla bu hassasiyetleri göz önüne alacaklardır.

Kaynak: Nejla Baş, Şebnem Dergisi, 148. Sayı

https://www.islamveihsan.com/emulgatorler-nedir-hangi-amacla-nerelerde-kullanilir.html

https://www.islamveihsan.com/e-numaralari-com-sitesi-acildi.html

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.